• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
   

  SAKLI-ŞİFA  https://www.sakli-sifa.com  

Evren dengesini yakalamak hasta olup çare aramak değil.

Hasta olmamak için hastalığa sebepleri yok etmek.

ARTIK ZAMANI GELMİŞTİR
Musibet bitmeyecek yaratılıştan beri var olan ama bilin hiçbir virüs yaratanın evrenin yaratmış olduğu bedeni içinde algılama senyörleri bağışıklığı yıkamayacak bu insan elinden çıksa da sen yeter ki bedene bedenine bedenlere zarar verme ver dir me.. saklı şifa 

İnsanoğlu kendini çok büyük gösteriyor, evrende ne kadar küçük olduğunu bilseydi, kelimelerin gücünü anlardı gözler, beden ve eller ,insanın karakter yapısını ve içinde ki ruhu ölçer neydin ne olacaksın. saklı-şifa

 https://www.sakli-sifa.com   sakli-sifa.com     https://www.sakli-sifa.com

               Yeni ürünler bölgesel veri tarama      Yeni ürünler bölgesel tarama  veri toplama      Yeni ürünler bölgesel tarama veri toplama                         
Envidatoken
 https://www.sakli-sifa.com

Sen yapıyı kur geleçek için
Her şey yerin de olacak sabırla beklersen “gelecek gelecekte bir gün gelecek” sen yolundan korkma ve bekle o kapılar tek tek açılacak zamanlar için geleçek  
Site Menusu
Envida Stake Katılım
SÜR KAZAN
https://www.sakli-sifa.com

 https://www.sakli-sifa.com
shop.drivemining
 shop.drivemining
Site Haritası
Takvim

A DAN Z YE 13 YIL KARMA YAZILI ARŞİVLER 09 SAKLI ŞİFA

ÇIKAR DEĞİL HELE ŞİRKETLEŞME HİÇ DEĞİL
Sadece “yaratanın ilkelerini “ öğrenmen öğretmen işte orada ahlak ve huzur  toplum barış vardır Orada gerçek adalet vardır.
İnsan anatomisi bir ilkedir bir matematik bazen yanlış çarparsın, bazen yanlış çıkarırsın  ,bazen de yanlış bölersin..
Sağlaması “ilkenin “içindedir.. Her türlü tartışmanın dışında, üstünde sayılan, ana düşünce ve inanış, baş kural.. Bir son nefeste çok iyi anlarsın.
Ademden buyana gelen Son kuran adaletinde toplanmış.. “ Yaratanın İlkeleri”. .Var olurken.. O kadar ilim irfan okumuş, Adam olan adamların duvarda asılı diplomaların ,nefislerine yenik düşmesinden mi kaynaklanıyor. Bu cahillik..
Bu cahillik olmaması lazım, cahil gibi  kurnaz olanların işine benzemekte. ..Var olan kâinatı görme, öğretme kutsaldır “elçiler tarafından” anlatılmış ,yazdırılmıştır, bir topluma anlatarak öğreterek  en içten uygulamak uygulatmak “Allah katında yeri doldurulamaz”.. Gene de her şeyi bilen gören Rabbime aittir...
Var olanlar da çıkarlar doğrultusunda yorumlamak cahillikten çok kurnazlığa götüren yol olması “ Hocan bu şu günah mı soruları ” hala bu toplumu göstermelik  ,hala var casına gün dolsun torbalar dolsun misali...
Bak kardeş ben dağda yaşayan “cahil çobanım”...Sana “Allah’ın yaratanımızın “ iki ilkelerinden kısa. Ve kısasa kısası..
Her kim insan ruhuna bedenine kötü şeyleri veriyor verdiriyorsa...Hem haram hem de misli ,misli günah ve fazlasıyla ebedîyi cehennemdedir...Her kim insan ruhuna bedenine güzel çıkarı olmadan güzel sözler veriyorsa .Bu helal hem de  sevaptır ,sadece geçici cehennem de tek başına  sorgulanır ,sorgulamadan sonra kalıcı ebediyete yollanırsın...
Sana ila Arapça bilmene gerek yok her dilde  bu hal ve ilkeleri bilmek öğrenmendir...Tabi ki o zamanın yazılarını öğreneceksin  sadece okumakla değil ,öğrenip okuyup anlayacak şekle gelirsin ..Okuyup anlamasan da öğrenesiye kadar yukarıda ki açıklamayı yap şimdilik yeter.. Yoksa maazallah.. Bu cahillik bitmez...Asıl cahilde hiç öğrenemez...Bu çamurlu yolda üstüne sıçratarak gider durursun..
Şunu da bil gün bu gün , bu gün ne öğrendiysen öğrenir ,yarın bir nefes varmışçasına yarın yarınları bekleyenler ,bekleyenlerde bekletilenlerde anı zamanı bilmediğinden her kes cahildir.. Yarını ne olacağını sadece yaratan bilir...Sizlere ademden buyana gelen yaratanın ilkeleri son kitapta toplandı ...
Bir sinek kadar evrende bu dünya varken ,  evrenden sinek kadar gözükmezken , siz bu dünyada, toz tanesi kadar gözükmezken, gözle görünmeyen element kadar yokken ...Nemruttun bir sineğe yenik düşmesi, bir toplumu “bir peygamberin bedduası” ile yok oluşundan ,sizlerde bu dünyada çöllerde avare dolaşırken, çamur balcıklarla bulanırken ,yaşam içinde hala nefsinize hakim olamazken daha çok sorular sorar durursunuz..
Özel
Tek Vatan Tek Bayrak Tek  Millet ve Dış Dünyaya dik duran
Sadece Vatan bayrak halkım için ve dünyaya tek duran   töremin seçmiş olduğu Önder için önünde ve arkasında vatanım bayrağın halkım ve Halkın arasında yaşayan ben kardeş olarak gördüğüm ve beni kardeş olarak bilenlere..
“Sadece bu dünyada konuşurlar, aslı gel dünyada, cevap veremezler, demeyecekler mi, sen Müslümandın ,son peygamber gönderdik, ve yaratanın emrini son kitapla bildirdik.. Sen ne yaptın”
Onların kurnaz oyunlarına nefsimi satsaydım, ve onların su yolundan gitseydim, pembe rüyalarında gezseydim ,bu dünyada hep pardon lara takılan biri olarak, Doğruyu yanlış, kötüyü iyi görenler, ama gel dünyada yanlışı doğru ,iyiyi kötü görenlerin arasında olmak istemezdim ve gene de “yaratan “ bilir...
“Bu dünyada yaratan kimseyi yanız bırakmadı o hep yanımızda, idi gören duyan o ki Adalet terazisi ha bu dünyada ha gel dünyada net verecek” Bu günde akşam oldu.. Ya yarın, ya yarınlar olmaz ise..
Bil ki dış dünya ile Yanlışı doğruymuş gibi kazandırdığına , kazandığına bakma, yarından sonra bir sebeple kaybettiğine bak, gene de yaratan bu halk şükrederek  haram nesline yedirttirmez.. Hesap bu dünyada çok kısa sürer..
”O diriltir o öldürür, gel nesline ,ondan sonra gelecek, nesline rızkı veren odur” “Haramla bırakacağın servet neslin için zulümdür”
.İHTİRAM :HÜRMET OLUNMAK, TAZİM OLUNMAK, HÜRMET, SAYGI.
Başını yastığına koy ve fakirliği kucakla ,şehvetleri kov ,heva ve hevese karşı çık, hiçbir zaman Allah’ ın gözünden kaçmadığını bil, dolayısıyla nasıl olduğuna nasıl olacağına dikkat et. Her şeyi gören bilen RABBİM dir.
Resülullah (s.a.v) Buyurdu ki: “Şahadette bulunurum ki her şeyin azameti karşısında tevazu gösterdiği ve her şeyin izzeti karşısında zelil olduğu ve her şeyin kudreti karşısında teslim olduğu ve her şeyin heybeti karşısında boyun eğdiği ilah o’dur
Zelil olmak nedir ile ilgili Hadis: “Nefsini zelil eden, dinini aziz etmiş, nefsini aziz eden dinini aşağılamış olur.”
Zelil olmak nedir hakkında ki Ayet: “Onları görürsün; zilletten başlan önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaşlarını da hüsrana uğratmışlardır’ dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azab içindedirler.
“Allah biliyor ki " Vatan bayrağımı halkın mı içlerinde tek kalsam onlarla savaşırdım benim için imtihanımın son günü  olur ve geride kalanlara yiğitlik olurum ”Bu bir imtihan bil ki bu topraklarda şeytanca düşünenler sonrada çıksa bilin ki yaratan dış dünyaya çok açı bir ders verir...
YARIN HUZURLU BİR SABAH NEFESİ ALMANIZ..“TEK YARATAN ALLAH’TIR
Nice bayramlara  sevdiklerinize zaman ayırın zaman ayırmazsanız zaman sizleri ayırır.. Aç açıkta kalanları hastalıkta ve sağlıklarında yanız bırakmayan...Sorun sormadıklarınızı sorun oralarda aradığın  huzuru bulacaksın...
“Bir Bayram eski tarih “
Dağların, denizinler in , çocukların, yalnızların, yola çıkanların en büyük hediyesi “Bir ateş, Bir Çorap, Bir mendil, Bir lokum, azda akçe yol yolculuğun ihtiyacı”
Ateş geçe ısınmak ve korunmak, çorap temiz şekilde secde, mendil ıslak yerleri kurulama, bir lokum enerji, akçe bağda dağda  göz hakkı bırakmak.
Hep olması ve yolda en çok ihtiyacınız ihtiyaç olduğunda hatırlayın. Unuttuklarınızın arasında hep olacak... Unutulan çorap, mendil, lokumla bisküvi, şimdiki çocuklar yakında zamanlar içinde hatırlamaz...Nerede o bayramlar….
Uzağı yakınlaştıranlar, farkına varmadan uzaklaşmak.. Teknolojiyle uzaklaşan bayram ,her ne kadar yakınımda desende maneviyat gelenek görenekleri uzaklaştırır, teknoloji, durmak bilmeyen kapı tokmakları ,ve zilleri, şimdi ise telefon sesleriyle ,mesaj sesleriyle dolmakta ,hele ataları evlerde ,bulmayıp huzur evlerinde yanız bırakanlar, bilsinler ki teknolojiyle uzağı yakın edenler, kendi yaşamlarınızda kısa yoldan çözenler şunu bilmeliler, yaşam hayatınızda çok şeyler katarak servetinize servetler katsanız da, yaşamlarınızı maneviyat unuttuğunuz gibi yaşamı kısaltıyorsunuz...
Öyle zaman içindeyiz ki , bir köyden bir köye ,bir ilçeden bir ilçeye ,bir mahalleden bir mahalleye, bırakın ,bir apartmandan apartmana, aynı apartmanda daireler arası, onu da geçelim aynı dairede bir odadan bir odaya bayramlaşmayı kısaltıp, maneviyatı gelenek görenekleri unutarak bilsinler ki yaşam ve sağlıklarını kısaltıyorlar..
Düşünenler maneviyatı ,gelenek görenekleri , teknolojiyle yakalamak kısaltmak ,yaşam ve sağlığı uzaklaştırmak değil…Teknoloji iş durumuna bazen de değerlere göre kategoriye ayrılır ,ama maneviyat ,gelenek görenek, töre ,kültür, barışmanın, barışın, toplumların, birleştiği gündür ayrılmaz bir bütündür.” inanarak tevekkül “ediyorsan….Benlik sadece kendini yakar…
Tüm Şehitlerin ruhuna ,eş dost arkadaşlarıma, yazıları okuyan kişiler, halkıma tüm geçmişlerine Fatiha... Sağlıklı şifa dilerim..
“Başka yerlerde daha çok araştırın araştırdıkça yaratana daha çok yaklaşacaksınız”.
Hiç kimse bilmiyor dur, şu anda senin bilmediğin gibi, yarın ve yarından sonraları bilmediği gibi...Gün doğduğu zaman sana verilen en büyük hediye dır Her aldığın nefes içinde enerjiye dönüşecektir.
FETİH SÜRESİ
Fetih Suresi, İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır;
Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik. Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir. Ve sana Allah, şanlı bir zaferle yardım eder. İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.
Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. Ve o Allah hakkında kötü zanda bulunan münâfık erkeklere ve münâfık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük onların başlarına gelmiştir.
Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir! Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ki, Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve bunu takviye edip, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu tesbih edesiniz.
Herhalde sana bey ‘at edenler ancak Allah'a bey ‘at etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.
Yakında Arabilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler.
De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Aslında siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız.
Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır. Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: "Bırakın biz de arkanıza düşelim." diyeceklerdir. Onlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler.
De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştur. Onlar size: "Bizi kıskanıyorsunuz." diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.. A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız.
Onlarla savaşırsınız veya Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır. Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur.
Bununla beraber kim Allah'a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır. hamdolsun o ağacın altında (Hudeybiye'de) sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur.
Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır. Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı.
Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir ki bu, müminlere bir işaret olsun ve Allah sizi doğru yola iletsin. Bundan başka sizin güç yetiremediğiniz, ama Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır.
Allah her şeye kâdirdir Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.. Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın. O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir.
Allah, yaptıklarınızı görendir. Onlar inkâr eden ve sizin Mescid i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır.
Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.  O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, câhiliyet taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi. Onları takva sözü üzerinde durdurdu.
Zaten onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi. Allah herşeyi bilendir. Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinzi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.
Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter. Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün.
Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.
ÇARESİZLİK OKUMAMA ÇARESİZLİĞİDİR 

Çaresizlik her yolu denettirir….

Ama aldanırsınız bilin vücut kendini onarır şekilde yaratıldı, ve içine akıl kondu ,konuşabilmek içinde dil ,duymak içinde kulak, hissedilmek içinde el, vücut aş erdi mi bilin bir bardak su bile olsa şifasını bulur….

Ama ne hikmetse hastalık hastası olmakla, her şeyi almak isteseniz de şifa için bir yerinizden alerjiye, enfeksiyona kalacağınızı düşünmeden son olarak oku hayat şifresini çöz dese de insan oğlu yarın ölecek korkusuyla.. Hastalığını daha çok hasta edeceğini düşünemez çünkü düşünmeyi hiç mi hiç aklına getirmez…

“ Kolay yoldan para kazanmak, kolay yoldan sağlığa kavuşmak bil ki seni aldatır.

Var oluş ve zamanın geleceğinde yaratanın emrettiği var oluş büyük patlamadan çıkan insan oğluna hediye kıldığı en sevdiği canlı ve akıl dolu insan ırkına bu yer yüzünü hediye kıldı..

Var oluşun ana temeli ateş, su  ,hava, toprağı yerli yerine koyarak serbest dolaşan elementlerle eminler tuzlarla toprağı hazırladı “suyla hamur etti ateşle pişirdi hava ile sonsuz elementler içinden insan canlı bitkilerle tohumları ve gözle görünmeyen elle tutulmayan insan eletmem oluşumunu içine katarak sırladı.” Tekrar üremesi içinde insanoğlunun içine koydu ,ve matematiksel hesapla bir birleriyle aynı olmasın birbirlerini tanısın diye işaret olarak her kesin ayrı olan parmak çizgilerini sanki barkot misali yerleştirerek ,kendisini üretecek kabiliyete çoktu...

Birbirleriyle anlaşabilmeler için dil ,duymaları için kulak şekil ve işaretlerle neyin ne olacağını bilmesi içinde akıl zerreciği ana beyim içine kontrol edebilmeleri içinde his ,düşünce vermesi  o zamanın kendini tanıması için bunları vermesi ,Düşünür e düşünceyle anlama kabiliyeti vererek bunları hepsini çalıştıracak sinir uçları yerleştirip optik okuyucularla görme yeteneğiyle algılama sı beyne komut vererek yaşam sunsa da...

Bunları yanı insan ırkını kontrol edecek bir çoban önder peygamber göndererek ,yaşamın içinde olabileceğini ve insan ırkında, baha iyi olması kendilerini geliştirmesi yarışması içinde olan başara bilme yapa bilme hırs fikir aktif rol oynayacağını bilmesi içinde ,insanları daha birbirlerini anlaya bilmesi için ayrı diller ve  ırk vererek ,mevsimler geçe gündüz yaşam içinde olmalarını daha sağlıklı yaşamaları içinde ,renk vererek o ortama hazırlayarak ,yaşam sunsa da ,gelecekte her şeyin iyi olmasıyla yaşamın zorlaşacağını ,gelecek dünya içinden ve evrenden gelecek tehlikeyi ,anlaya bilmesi için  adem peygambere inanmayan ve kendini kibir ,yaratanın yarattığı insan ırkına tavır almaya ve onları yanlış yollara sevk etmeye yemin etmiş şeytan, ve yaratan insan ırkına eğitici peygamberler gönderse de insan ırkını nefsini ahlakını terbiye edecek sınav intihan için şeytanı yok edebilecek  güce sahipken yok etmeyerek ,gözle görünmeyen elle tutulmayan iblisi kıldı...Her insanın içinde virüs olarak bulunan bir nefis....

İyiyi kötü olarak oynayan kötüyü iyi gibi gösteren bazen fitne fesat münafıklık sokarak Hâkimiyet üstünlük sağlamak için Habil kabil arasına girerek kin nefret tohumları atarak ,her seferinde bu güne kadar 124 000 peygamber gönderilse de, son kitap ta yazan 25 peygamber 2 Hızır gönderildiğini yazsa da kuranda 4 kitabı hak kılsa da ve son kitap Kuran’ın insan ırkına işaretlerle şekillerle sizlere ilk insan ırkına bu hak kılınsa da zamanla oku emrimle yol rehberiniz bu dese de gene insan oğlunun son imtihanlar yıl asrı olduğunu söylese de ,senin son nefesinde dünyaya eşit dönen bir geçidin ve ebedi kalacağın yeri insan oğluna hatırlatsa da ,siz sadece kendi asrınızı yaşıyorsunuz ikazlarında bulunması ve bu zamanlar için insan ırkına vazifeleri için gönderilen secde namaz oruç nefsi terbiye etmek için bu günün güncelleşmesi örneğini geçeyle gündüzün arasına bazen de aylara bölüp 3 aylar ramazan ayı vererek terbiye etmek için kılması ve insan ırkına hediye müjde olarak bayramlar kılması, adaklar kurbanlar kesilmesi bil ki şeytanı yok etme sahası olacağını işaretlerle zamansız yağmurlar afetlerle ve oku anla ile kitap insan ırklarına gönderilse de, insan içinde bulunan şan şöhret ,ki birlik ,üstünlük ,benlik hepsini yok etmek için ve arınmak için son ramazanı tövbe istifra kılarak yarının ne olacağını bilmeyen insan ırkına son fırsatı farz kıldı....

Serbest dolaşan virüsler iblisler ,insan ruhuna bedenine kendilerini yenilemek çoğalmasına yardın eden edenler  bilsin ki Haram işleyenler geçici cehennem  de ve insana zülüm kaos kargaşa ırklar arasını bölenler, gelmiş geçmiş ve gelecek nesilleri ebedîyi cehennem de yerini alacak olması...

Helal ise.. Bunları yok etmek içinde güney kuzeyi doğu batıyı beyaz siyahı  zıt durum halleri yukarıda yazdığım iblislerimde yok etmek için Haramı söylemekle Helalide söylemiş oldum.. Hassas teraziden geçilip ebediyete giden yol....Sadece  Bil ki Vatan Bayrak Anne için ölüm şehitlikle cennetliktir..

Dünyanın her günü canlılarla dolu gözle görünmeyen elle tutulmayan gelecekte hangi canlı türlerin hangi bitkilerin hangi canlı oluşumları için Hava su ateş toprak birleşimleriyle gelecek evrenden gelecek istila virüslerin yok etmek için gönderilen son kitabı okuyarak öğrenin öğrenmeniz  anlamanız ve yaşamanız için oku farz kılındı..

Tövbeler içinde semaya acılan kapı bu gün bu günüde hatırlatmak için evren döngülere bu gün kılındı....Ramazan ayı Hayırlar olsun...Bol bereketli günler bir bilim ekmeğinizi paylaşın....

 

Göklerin ve yerin mülkü yalnız “Allah'ındır”. O diriltir ve öldürür.

Sizin için "Allah'tan" başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır"

Tüm canlılar duacıyım

Tefekkürde bulunulmalı, "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.

Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.

Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

Hayattaki manevî büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya  uzakları ağramak tebrik edilmeli, duaları istenmeli.

EN ÖNEMLİSİ VAZİFE başında olanlar vazifelerini bu gün için değil her zaman yapılmalı Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeli. Görevleri yerinde yapmak nefsi için hareket eden bil ki sonu felaket olur..

Olay... birilerin üzerine görevini yapmadan karar vermek en tehlikelisi....Bir dinleyin okuyun...Baba oğul...

Uzaklardan gelen oğlu babasına işleri iyi olsun diye ileride yatırım amaçlı babasına sürpriz yapmak ister... Getirdiği makineler gümrüğe tabi olmayan almaya da serbest ve Avrupa da serbest olan ve oralarda işletme gümrüğü  vererek birkaç makine örneği getirir...Getirdiğine de pişman olur.. Üstüne suçlanır....

Saat 11 30  Türkiye’nin her hangi hava alanı  ... Görevliler sistemlere el koyarlar ,gümrüğünü ödemek istese de ...Hayır efendim bunlara da el koyuyor sizleri de ..ŞÜPHELİ ŞAHIS KAÇAKÇILIK ifadenizi alacağız derler.... Oğul kıpkırmızı olmuştur sebebi babasına sürpriz ya paçam diye nasıl yüzüne bakacam telaşı düşmüştür...

Gene de bu nu gören görevliler mahcupluğunu anlamış gereken üzülme dercesine olayı anlatarak ...Görevli Nöbetçi mahkemeyi ağrıyarak... Savcıyla görüşürler....Savcı olayı ve neticeyi bilmeden hemen TUTUKLAYIN der...Görevli öyle boyut değil efendim ....Savcı o zaman ifadelerini alın gönderin der...

Şimdi bir bakalım ...Sistem ne cezası var ne de kaçakçılığa girmekte...

Yatırımcı ufakta olsa yatırım yapmaya pişman olur. Damga yemiş her geldiğinde şüpheli şahıs olarak görünecek...Sizce bir kişi gelip yatırım yapmak ister mi...HEM KAÇAKÇI OL HEM DE SAHTEKAR....Bunun cezasını yaratan en kısa zamanda verecek ...”Yaratanın kanun gerçek adalet kanunu”...

Oğlumu bu vaziyete koyanlara sadece bu gün değil her gün her saniye bu dünyada ve ahirette HZ ULT PEYGAMBER BEDDUASI DİLERİM... Oğluma ve insanlığa yapılan görevini gerçek adalette yapmayanlara...

Baba oğul buluşur, durumu anlatır, baba üzülme evlat gerekenleri yaptın sen Allah üzerinde babana yüzün kızarmadı ,Sen üzülme bil ki yaratan bilmekte ,kul bilse de olur bilmese de sen dürüst yoldan ayrıma yeter, ve kinlenme nefret etme her kez vazifesini yapmak istediği gibi yapsa gerçek adaletle uğraşsa, bil ki tevekküle inansalar , gıyabında karar vermeseler bil ki işler hep iyi olacak...Bundan sonra yolumuza bakalım yola devam edelim o bize nasipse gelir...

Sana başımdan geçeni anlatayım oğul aradaki farkı bul...1996 Yılı Almanya seyahatim de annene altın kolye takı aldım, ve iki adet bilezik Berlin gümrüğünden geçerken gümrük memurları ,bunların vergilendireceğiz derler vergilendirirler...ve makbuz karşılığı para ödenir ..karşılıklı teşekkür ve hayırlı olsun der güzel bir ayrılış olarak dostluk devam eder...bir olay daha eski kullanılmış makine fuarını gezerim şuturgatt arkadaş Afrika ülkelerine bir paketleme makinası alır..

Devlet eski makinayı ülkesinden çıkardı diye % 34 vergi desteği alırken ,götürdüğü devlet % 25 vergi düşürürken....Senin gümrüğe tabisi bile bulunmayan makinalarına el koymaları normal..

Öyle sistem koymuşlar ki senin gibi yurt içinde yaşayan yaşatılanları kanunlar var ki kafanı kumdan çıkarmayın dercesine ceza yağdırırlar yanı kısaca baha çok bu vatana bayrağa saygısı olmayan çok hain var..

Şimdi senin mallar ne olacak biliyor musun seni zor duruma düşürüp dışarıda bekleyen lağım fareleri gümrük malları da sırası gelmeden satışa çıkacak...

Sen geçerken sana beyefendi gümrük alınması diye bilir, demesi için o sistemin gümrük çizelgesi olur ama yok...Ne alacaklar....Hiç...

Olmayan bir şeyi senden nasıl almaları lazım iş bilmeyen bilip te yatarak seni suçlayarak el koymaları, ama onların bu tavır ve hareketleri kendileri suç işlediğinden farkında olmayışları .sen dışlı çıkarda.. onların yaptığı hataları gereken cevabı verirken diyecekleri cevap şudur bilmiyorduk böyle....Bence onlar bir bu vatana vatan hainliğinde başka işe bakmazlar...

Devam edeyim ...Rusya da bu sistemi devlet teşvikle verirken ve vergisini sıfır yaparken.. Bu na karşılık Amerika bu nu görüp vergisini sıfır yaparken, Avrupa halkına oturduğu yerde para kazandırırken....Şimdi sana sorarım bu halkı kafasından kumdan kaldırırlar mı sanıyorsun...

 

Sana iç işlerinde bir yumak verirler birkaç fare peşinde kaoslar kargaşalık varken bu halkta bunlara yem olurken nasıl dış dünyadaki gelişmeyi görsün, eğitimde illa eski düzenekle hangi çocuk teknolojiyle tanışsın...

Sen teknolojiyi kullanmak değil ,bilgiyle o teknolojiyi üretebilmek yapa bilmek.. Evet yapılıyor bil ki sen yapmıyorsun onların istedikleri yapıyor...Sen dedim ya üzülme rahat ol bu hainlerle kendimi bileli uğraşmaktayım daha yolun başındasın...Sen vatanını bayrağına

dışarda sahip çık, onlar gelip geçici... Eyvallah baba...Çok hâklisin yapacak çok iş var....

Ha şunu bil birde bu konu ve bu işleri içerden öyle anlatırlar ki kötüymüş gibi çıkar konuşan adamlar çıkar dedik ya cahil kalan halkta konuşan dili var olana inanır seni suçlarlar... Sen işine “ O sahibe” Tevekkül et seni doğru yola çıkarır...

O yola giresiye kadarda çakallar leşler çok çıkar sakın korkma canı yanmış gibi dişlerini gösterseler de, iştahlı ağızların dan salyalar aksa da “Sen Ulu ama dışını göstermeyen Kurt ol”....Yakında daha büyük sistem kurarız daha yaşlanmadık oğuladı da “SAKLINET ENERJİ “adını şimdiden tarihlere yaz evlat...

İYİLİKLER GÜZELLİKLER ZAMANI

Para mal mülk kazanmak çok kolay ama bir gün vicdanınız sizi ezer çok açılar çeker siniz, bazen öldürür bazen yaptığınız hataları hatırlamamak içer için içine çeker, ve etrafınızdaki insanlar yol olur ,bir gün yanız bir vaziyette yok olur gidersiniz..

Paran olmasın mal mülkte olmasın gene yanız olsan da bil ki kalbin nur kazanır basiretle yaşan içinde olur her şeyi gören olursun..

İnsanoğluna gönderilen "tarın hediyeleri" organik doğanın sizlere sevgisi ulaşın ulaştırın tüm dünyaya sağlık...Yaşam sırdır o sırrı bulamaz sadece insan eliyle hazırlanmış sağlık sunarsınız.. Her zaman dürüst her zaman bir adım. işte yaşam orada...

Böylece İnsanoğlu ve Müslüman fertler inancını aşkla yaşayacaklar Feraset ve Basiret ile olaylara bakmayı  doğruya sahip çıkıp yanlışa karşı durmayı başaracaktır. O zaman mazlum sahip bulacak zulüm ortadan kalkacaktır....Tanrının tüm iyilikleri bereketleri üzerinde olacaktır. .

“Her dinde oruç vardı ve her dinde secde vardı anlamak zor mu” yoksa nefsi çıkarlar uymuyor mu.....Zamanlar hep yaklaşıyor hep kovalıyor kaçamazsın kaçamayacağında...Hiç bir şey geç değildir...

Sakken götüremeyeceksin yük sırtında çok gel hafiflet kapı ,kapı dolaş kazandıklarını dağıt yaşadıklarını paylaş bak kazanırken yıktıklarını tamir et her şey yoluna girecek kanma kandırılma sen gözlerinle görmedikten sonra vekaletle işler yapma, sen orada sorgulanırken başkaları olmayacak bu dünyada olanlar gibi hiç mi hiç olmayacak. .Sadece yapıtlarınla yapacaklarınla oradasın..

Bu dünyada ışıltılı dünyasında yaşadın...Birden zifiri karanlık aman Allah’ım demeye başlayınca, İYİLİKLERİNLE YOLUN AYDINLANAÇAK, ama bil ki yaptıklarınla daha karanlık yollara gireceksin ,sadece geçici ışık ateş ve ebedîyi ışık ateş bir hassas terazide ölçülüp ,bilinemeyen bir şey seni kurtarabilir mesela bir karıncayı ezmediğin gibi...Şimdi derler namaz, oruç ,camiye gittin mi, ama bilmezler bu gün kaç fakiri kaç canlıyı doyurduğunu hastaya baktığını, seni sen yapan içinde saklanmış vicdan ve güzellik şimdi çıkarma zamanı.. İblisi şeytanı ezme zamanı. Zülüm görenleri insanoğlunu kurtarma zamanı...

İnsanoğluna bu güzel günler boşuna gönderilmedi 4 kitap aşkına dualar edin ,iblis şeytan zebaniler istilasından kurtulun....Son saatleriniz son asrınız...Senli sensiz bu dünya yaşayacak, ve anlaşılıncaya kadar yaşatacak...

Bedenin bir toprağa ruhun Sadece eşit dönen bir zaman perdesinden geçeceksin.. Bedenin maddeye geçemediği gibi ,ruhunda bıraktığın dünyaya geçemeyecek çok isteyeceksin ama. Yokkkkkk..nafile

"Biz terbiye etmedik asılları gibi

Daha çok var deme.. Verilen zamanı çoktan harcadın

Ahlak sağlık yaşam sana kendini tanı diye gönderilen şifalar..

Önümüzdeki günler kandil “Regaip kandili” şöyle bilgisayarı karıştırayım dedim kandil için ne yazmışlar. Oooo sadece reklam “bilgi kısa ama çok güzel “ama reklamlar ahlak bozucu, rahmani olurken şeytanı oluyor çıkıyorsunuz bunu da bir çocuk bilgilenmek için baksa inanın merak hastalığıyla şeytanı olur çıkar bir de tuzağa düşürdüler mi yandım “Allah” der siniz..

“Şimdi merak edip sitelere girecek rahmaniyken şeytan üfleyecek kulağına, anne baba diyecek bu çocuğa ne oldiii, şeytan sadece üfledi...Bi bakalım ne var ,kandil yerine bir oyun tank var asker var, bir yeni teknoloji var, aaa + 18 var avrattt kapa kapa biz en iyisi cami hocamıza gidelim çocukta bizde kandilin önemini orada öğrenelim...

"Sen oradan tansiyon hapımı versene sol taraftakini ,buyur bey hapın...Hapa bakmadan yutar...Hanım sol tarafta ki hapı vermedin mi...Verdim benden taraf soldaki hapı...Benden taraf soldaki hapı demiştim o başka haptı...Vayyy desene hapı yuttum...İnan sende ben de hapı yuttum...Biz böyle oldukça çocuk ne olmasın hanım."...

Şimdi sorun kendinize bizce yaşamı yaşatıyorlar mı yaşıyor muyuz.. 1 yaşından yaşayabileceğin kadar yaşamla mücadeledesin.. Önce annen baban anan ,anan hasta etmeyelim hap ,şu da bur da kabarcıklar çıkıyor diye hap, tüylerim çıkıyor diye hap, aman saçlarım yok diye ek ,aman çok zayıfladım diye hap ,aman çok şişmanladın diye hap, hap, hap ,hap sonra diğer tarafları bozdunuz hap ,hap tan çare bulamadınız, doğa bitkisel gıda takviyeleri sonradan sonra dan topla ,çıkar, çarp ,böl eşittir...0.. Sağlan Kimse yok...

Ama bilseydiniz bu günün perhizini bilirdiniz üç ayları, oruç ayı hazırlıklarını, sağlık getirdiğini bilseydiniz, kendi vücudunuzu tanımadan ,baktınız millete uydunuz aklına yuttunuz hapı ”Yaratanın sana vermiş olduğu aklın ne suçu vardı”...

Bilseydin okusaydın kendi aklınla vücudunu tanısaydın sana gönderilenler inceleseydin, kendi evin temeline baktığın gibi kendi iskelet yapını sağlamlaştırsaydın, yediğin içtiğini bilseydin, evde yapılan yemekleri çok iyi şekilde yapsaydın ,ola ki bir sabah o sabahleyin “rahmetli dün sapasağlamdı” demezdin..

Peygamberimiz bile bal şerbeti önermiştir. Bağırsakları temizlensin diye onun için bitki cennetten inmiştir dikkat hastalık bağırsakta başlar . İbni Sina “Can bağırsaktadır” derken Hipokrat “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar” der. Nobel ödüllü Mikrobiyolog İlya Meçnikov bunun önemini “Ölüm bağırsakta başlar” Dağdaki Çobanda Can boğazdan ölüm Bağırsakta. sözüyle özetler.

HAZIRMISINIZ CAN VE ÖLÜM Hz Ali a..s. Şöyle buyurdu “Ey insanlar Konuştuğunuzda duyan ve gizlendiğinizde bilen Allah’tan korkun .Kaçtığınızda size yetişen ,durduğunuzda sizi yakalayan ve unuttuğunuzda sizi unutmayan ölüme hazırlanın.

Pek çok insan dünya hayatının geçici ışıltısına aldanıp bitmeyen istek ve arzularının peşinde yok yere tüketir ömrünü. Tıpkı bir yaprak misali savrulur durur yaşam içinde. Bir gün öleceği gerçeğini unutup ölüm sonrası için kayda değer bir hazırlık yapmadığı gibi değersiz ve anlamsız bir şekilde yaşar hayatını. Oysaki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir.

Yaşamla birlikte var edilmiştir. Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır. Ölüm bize bu kadar yakındır. .Ömür, anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. Göz açıp kapar gibi geçecek ve bir gün son bulacaktır. Uyanmak için uyumak gerekiyordu önce. Ölmek için yaşamak. Ve biz yaşıyorduk. Yaşıyorken de uyuyorduk. Derin bir uyku içindeyken kendimizi, yaşıyor sanıyorduk.

Bu gerçek ile yüzleşmeye, dünya uykunuzdan uyanmaya ve yaşamınızı sorgulamaya cesaretiniz var mı.. Şöyle bir göz banttın ı aralayın görün farklı yaşantıların nelere yol açtığını görecek ve hissedeceksiniz..

BEYİN İÇİNDE ZERRECİK

Bu bizim ışığımızdır bizi korkutan karanlığımız değildir. Derine inmelisin ve kendine sormalısın. Kim olmak istiyorsun. Sen neyin mutlu ettiğini kendinde bulmalısın .Diğer insanların kulağına derince ses gelmesinin bir önemi yok. Bir tercih yap, sadece karar ver….

Bizler karanlıktan geldik tekrar karanlığa gideceğiz ,çünkü öyle olmak istendik, doğarken her şeyimizle geldik kaderimizle her gelen insan bir geleceğe götürmek için vazifeli bizim için peygamberler ışığımız dı .

.”Yaratana giden yolu aydınlattı “ama hiç anlamadık hep yanlışlıklar yaptık ,çünkü düşman kötüler böyle beyinlere fısıldadı zalim olmamızı insanlara zülüm yapmamızı münafıklık yapmamızı hastalık virüsledir…

Dünyayı bir şekilde istila etmek istediler ve istila ettiler. Şu an yaşıyor zannet sekte gelecektekiler bizi yaşatıyor son işaretler 27 peygamber 2 salih ve son 4 kitapla son peygamber Hz Muhammed (s.a.v ) Kuranla geldi.. Yaratan ALLAHIN emirleriyle geldi…Oku… Üç anahtar verdi Helal ,Haramı ,Şükür ü bil..

Dünyanın tek kurtuluşu tüm insanlık kardeş olmasıyla kurtulacağı güm senin huzurla yaşayacağın gün dür…Gelecek ten gelen ALLAHIN ,TANRININ ,YARATANIN Emirlerini getirmezsek Dünyanın karanlığa gömüleceği gündür…Uçuk değil gerçek düşünülmesi gerek….

Dünyada yeni bir icat yoktur hep gelecekteki düşüncelerle var olmuştur….Kısa araştırın anlarsınız. Konuşun insanların anlayacağı kadar konuşun…Düşün evrende nokta kadar dünya ,dünyanın içinde ben ,sen toz sun desem …..Yok….Ama beyindeki zerrecik evreni görmek algılamak için yaratılmış…..

Bazen hayat sürprizler le doludur. Bazen de a ben bu anı önce yaşanış tın dersin …Hayat akışı devam eder… YAŞIYOR ZANNE DİYORDUK Karanlıktan geldik aydınlık yolda yürümek ve HELAL HARAM ŞÜKÜRÜ tanımak karanlık dünya gittiğimiz yolu aydınlatmak. Öldüğümüz aynı gün ahiret ve mahşer gününü görmek. Bu zaman birimi sadece yaratan " RABBİME " gören ,duyan , doğumlar ,ölümler ,neyin ne olacağını zamanı belirleyen yaratan" RABBİME" ait . Zaman ve hız ulaşılması güç . Bakın geçmişler şimdikiler ,gelecekler hiç parmak izleri uyan var mı. ( Düşünün )

Bizler yaşıyor zannediyorduk ama bilmiyorduk ki her şeyin ve Dünyanın sonu olduğunu bilseydik HELAL HARAM ŞÜKÜRÜ Dünya yaşanacak kalıcı yer olurdu. Burası bir imtihan yeri kopya çekilme yeri değil. Hak ,hukuk ,adalet ve mahkeme yeri.

Ölüm bilin ki bu dünyada olup biteni mahşeri gösterir, işte o gördüklerini düzeltmek için gelmek istesen de gelemezsin çünkü oradaki zamandasın gelemezsin öyle bir dünya bırakmadınız...Seni oradan dün gönderdiler dünya zaman perdesi giydirdiler yaşadığın gibi yaşadın ve bitti..

Nimetlerin hikmetlerini tanıma yolunda atacağımız her samimi adım bize tüm şifalı sırlarını açacaktır inşallah. Kâinatta ve içimizde saklı olan enerjiyi keşfedip aralarındaki ilahi münasebete vakıf oldukça her şey daha iyi anlaşılacaktır

Hep yok etik etmeye devam ediyoruz.

HER ŞEY HAYIRLARA

AHRETİ HATIRLAMAK / Kimse kalmadı kalçam diye umut etme..

HER ŞEY GÜZEL OLACAK...

Yeter ki sen dürüst ol yeter. .Bazen birileri gelir dürüstlüğü altüst  eder ,onların düşündükleri seni altüst etmesin ,sen dürüst kal o yeter her şeyi bilendir...

İşte her kandil gecesinde okumalı araştırmalı anlamalı

Geçenin bir yarısından bir yarısına kadar..

(Şeytan, ölesiye çığlık kopardı. Daha ne gizemli olaylar iç içe ve peş peşe yaşandı)

Mevlid Kandili Sözcük anlamı ise; ''doğmak, doğum yeri ve doğum zamanı" anlamlarına gelmektedir. Mevlid Kandili Hazreti Muhammed'in doğduğu gece olması sebebiyle ön önemli gecelerden biridir.

BİR NEFES YAŞAM BİR NEFES ÖLÜM

Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli...

Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek ne damet ve inabe de bulunulmalı.

Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.

Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı....

Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli...

Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı. Daha çok araştırın okuyun. .Anlayın….

“İnabe, halk arasında “tövbe almak” tabiriyle ifade edilen tövbe edip günahlardan dönmek, yönelmek fiilidir. İşlenen küçük ya da büyük günahlardan pişmanlık duyup bu günahları işlemeye tövbe edip ALLAH Teâlâ’nın yoluna dönmek, halktan Hakk’a yönelmek anlamında kullanılan bir kavrama. İnabe denir”

Tövbe Aracı olmadan tövbe kalben Allah’a yönelme seni her yerde görendir....Şu almış bu almış neydi ney olmuş belirtiler seni benlik yapar...Sadece kalbinle “Allah'a” yönel yeter...

Hz .Ali a.s Şöyle Buyuru “Yeryüzünde Allah’ın azabından iki eman vardır .Onlardan biri kandırılmış (elden çıkmış )diğeri ise yanınızdadır ,o halde ona sarılım Kandırılmış olan (eman) Resulullah: baki kalan (eman) ise istiğfardır”.

Eman Bir kimseye veya düşmana; söz, işâret veya yazı ile, mal ve can güvenliğinin emniyet (güven) altında olduğunu bildirme.

İlticâ edenlere emân vermekte bütün Müslüman lar eşittir. Halktan herhangi biri de bu hakka sâhiptir. O hâlde kim bir Müslümanın ahdini (verdiği sözü) bozarsa, ona ihânet ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olur.

İstiğfar İstiğfar kelimesinin sözlük anlamı bağışlanmayı dilemektir. Terim anlamı ise: yaptığı kötülüklerden pişman olup, Allah’tan bağışlamasını dilemektir.

Allahu Teâlâ’yı seven kimse, elbette O’nun sevdiklerini de sever. Önce Allah’ın Habibi Hz. Rasûlullah’ı (s.a.v) sever. Sonra ona ait olan, ondan sayılan, onunla anılan her şeyi sever. Sevmesi de gerekir. Bunların başında Eh i Beyt gelir.

Ehl i Beyt, Hz. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin ailesi ve evlâtlarıdır. Mü’minlerin anneleri, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Ehl i Beytin şerefli ferdleridir

Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onların kıyamete kadar gelecek olan evlâtları da Ehl i Beyt’in birer parçasıdır

Onları sevmek her mü’minin vazifesidir. Bu sevgi çok şerefli ve gereklidir.

Kalbinde azıcık Ehl i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ın sevgisinde yalancıdır…Yalanı Bırakmak her şeyin yolun açılmasıdır.VE Daha çok imana gelmek…

Batılı Her başlangıcında sağ elini kaldırarak inancıyla başlar….Dünyaya son iman ve 4 kitap dan son (Kuranı kerim ) okumanızı ve anlamanız için hediye gönderdi ..Tüm insanoğluna.. OKU…..Her şey onun içinde İlim ,bilim ,şifa, ve gelecek….

Hz Ali a.s Şöyle buyurdu " İnsanlarla konuşun insanların akıllarının erebildiği kadar." Her şeyi anlatırken yavaş anlat ki anlaya bilsin …

Yollarınız ,bereket ,bolluk, sağlıklı ,gelecek zamanlarınız vakitleriniz tevekkülle, geçsin.. “O her şey bilendir”..

“Kul hakkıyla gitme derler” Sadece geleceği ne olacağını bilen

“Allah’tır”.

Kimseye yorum yapamazsın, zaman vakit geldiğinde cehennem ateşi gibi yüzün kızarır....Yanarsın....

Kul hakkı .Diyenler bu soruyu sorarken kendine inçe ayar verdimi sorgulaması, ve ne nerede eksikliklerle tamamladık mı sorusuyla tam benliğinle özleştiğini sorgulamadan o kişinin ne sebebiyetle senin hayatta olduğun gibi ,bu tat sis oluşumu sorgulamadan erken konuşmakta o kişinin gıyabında konuşmak o kişinin be sen de kul hakkı olduğunu unutmamak...Kul hakkı olduğunu belirtmem...O Kişiyi geleceğini bilmeden konuşman ,sanki yarını olmayan dünyayı bilmen gibi.. Sende bir şey çağrıştırmıyor mu.....

Bazen olur ki çok dürüst olursun ama birileri çıkar senin dürüstlüğünü alt tüs eder zannederler ki yanıldık dürüstlüğüne aldandık deseler de kendileri aldanmıştır o hala dürüsttür…Aldandık diyenler bilin ki nemalanan kişilerdir…O hala dürüsttür.. Yoluna devam eder….Zaman gelince anlaşılır….

"Belki de Bir gün anlayacaksın kıymetimi ama o gün ben olmayacağım keşke yaşasaydı da ondan özür dileseydim diyeceksin .Ama ne yazık ki ben o gün orda olmayacağım Belki için cız edecek gözlerin beni arayacak ama ne yazık ki çok geç olacak o gün ben orda olmayacağım..

OĞUL : Gel Çoban oğlum .Kimsenin hakkını yeme kimsenin yerini zapt etme beddua alma gel anlatayım.

Bir zamanlar eski tarihte Allaha iman etmiş bir kadın çocuk yok ,koca yok ,akraba yok ,2 gözlü kerpiç ten evi var zenginlerin çocuklarına bakarak geçimini sağlıyor ,kerpiç evin yanına büyük bir ev yapılır inşa halinde büyük ev birkaç hafta sonra evine döner evi yerinde yok….

Feryatlar figan komşularına gider evim buradaydı ne oldu …Derler ki büyük ev yapılırken görüntüsünü bozduğu için yıktılar.. İmanlı kadın Allaha yönelir yarabbi ben bur da yoktum ama sen burday dın niye yıktırdın ben nerde kala cam ben hakkımı bu dünyada almak

istiyorum ahirete bırakmam …Ve HERKESİN gözü önünde ihtişam ev yerle bir olur ..Kadının İMANI daha çok artarak etrafındaki herkes imana gelir .

1439 YIL ŞU ANKİ YIL 2017 BU AKILLA 3017 AYNI

OLMAKTAN ÖTE GİDİLMEYECEK

1439 Yılından beri79 yıldan beri  yaş 63 kasnak gibi dönüyor. Değişen bir şey yok..  Yoksulluğu azaltmadan, paylaşımı bilmeden, eşitliği görmeden, ilmi bilimi ,anlamadan, Her adım sadece yürüme banttın da oluşun yürümekten öte olmaz..

Farkına varsaydın Evreni yakalar ,ilim bilimle Allah yolunda, Allah’ın buyur etmiş ışık tutmuş hediyesi Hz Muhammed ve Ehlibeyt arkasında yürüyerek İslamiyet yolunda ,son kitap kılavuz yolunda yürür .ilim bilimle 2017 varırdık...

Sadece yürüyor zammediyor aslı yürüme bantlında gidiyoruz, Çünkü ölüm yılından sonra İslamiyet anahtarını sandığa kitlenmiş ,sadece çıkar uğruna, o tarihleri 2017 yılında da yaşatıyoruz...Bu zihniyet devan ettikçe bilin ki 3017 de aynı olacaktır...Ta ki 2116 yılına kadar.. (Bu tarih ne diyeceksiniz  insanoğlunun kırılma noktası.).

Diş şeytan ruhlu iblisler sizleri Allah’ın  göndermiş olduğu kitapları, .hiçe sayan iblis, insanoğlunun kulaklarına üfleyerek, sizleri ,aşırı din ,ve dinler arası savaşa götürürken ,kendi aralarında bölünmeler ,kardeş kardeşi yok edecek şekle getirerek ,insanoğlunu yok etmeyle uğraşan uğraştıran akıl içine nefsi sokan iblis...

Sizleri eski tarihlerde yaşatarak, akıllarınıza o zamanın yaşamında olmanızı isteyerek, bazı din tüccarlarına da, okuyup anlasa da, anlamaz lığa, gerçekleri yansıtmayarak, nefsine giren iblis şan şöhret, kin kibir, geleceği olmayan diş dünyayla işbirliğiyle, kendi halkını yok sayacak kadar, kibirlenen ham cahil halkını arkalarından götürmekte...

Şimdi sor kendine, ağızdan çıkan laflarla mı, yoksa ‘ Allah’ın Tanrının, yaratanın, göndermiş olduğu son kuran ne kadar okuyup anlıyorsun....Hz Peygamberlerin, Son kitapla gönderilen müjdeyle Hz Muhammed ve ehlibeytlerin  ilminden biliminden adaletinden ne kadar ileridesin sadece o tarihte yürüme bant tına koyulmuş güzel İslamiyet’i sandığa konmuş ve kitlenmiş yürüme banttı kervanındasın...

Müslümanlığı anlayarak okuyup bilinseydi, okuma bilmesen de dünya üzerinde var olan her şey ayeti olduğunu anlasaydın veya şekilleriyle, şekille, gerçekleri okurdun...

Şan şöhretle ,Zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından, sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal şan ,ihtişam, haram zihniyet azaltılmıyorsa sistemin önünde dışa bağlılık tozlanmış dosyalar vardır .Bu da diğer dinleri, kurnaz tüccarların oyunu bunların kulaklarına üflenmiş iblislerin oyununu anlardınız...

Dışa bağlı yasaklık kalmadıkça.. Fikir sahibi olmaya, mal sahibi olmaktan fazla ihtiyaç duyacağımız gün, gerçek zenginliğin sırrını bulacağız..

Şunu bilin ki Türk bu oyunlara gelmez İslamiyet’in koruyucusu Türk oğlu Türk’tür Geçmişi de aynı geleceği de.. İblis bilir Türkün Azrail olduğunu ondan yok edemez, Sadece yaratana inanır emredilen gibi dünyanın sonuna kadar korunacakları korur.. Türk aç kalabilir açıkta kalabilir ,ölünden hiç korkmaz.

İblis hiç mi hiç yaklaşamaz hep şaşırmıştır, hep te  şaşıracaktır, çünkü Türküde Koruyan güç Vardır o da “Yaratandır. Allah’tır. .Tanrı ALLAH Türkü korusun”...

Korkmanıza gerek yok İnsanoğluna "Yaratanın gönderdiği koruyucu " hediyesidir...Türk tür..

"Diş Dünya geçmişteki  (Ankara savaşını) oynamakta oyun kurmaktalar"

Sen sadece Bu günü yaşıyorsun sadece çıkar

“Amel  ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu  öğrenmek. En büyük zenginlik  Akıldır akıl her gördüğünüz Kur’an dır AYETLELER ,Denizler içinde yaşayan, Havada ucan , Karalar yaşayan canlı cansız yaşam, ve sonsuz  evren. İçlerinde yaşayan yaratan tarafından can ve yaşatılan hepsi “ayet” içinde yer alır..

Bunlarla  birlikte düşünce bilim ilimle Kara üzerinde yapılan, Deniz üzerinde yüzdürülen ,Hava üzerinde uçurulan yapılan yaptırılanlarda insanoğluna verilen “Tüm kitaplarda ve son Kur’an da ayet içinde yer alır, Bunların hepsine inanmak gelecek düşünceler hepsi ayettir ve ayette yer alır...Tevekkülle Kur’an içinde yazan yazanı anlamak .. İşte bu en büyük  zenginlik tir,

Bunlara inanmış gibi yapıp çıkar için yapılan değişiklikler yoksulluk  Kanmak ve kandırmak gelecekte yapılan işler kendi çıkarlarına kullanmak tüm dünyayı  ve geleceği yok etmek Kula kulluk edip kendini sömürtmek ilim bilim dişi davranışlar sadece akılı düşünceyi kapatmak kaptırmak .Ahmaklıktır.

En korkunç şey ise var olan “güce  inanmayarak “ Hep benim demek şan şöhret kendini beğenmek yarını olmayan dünyada ve geçici zenginlikle ,bu gün varsa yarın yok olacağını bilmemek ,kendini beğenmektir.

En değerli büyüklük güze şey var olanı yoksullarla paylaşmak, para olmasa da ,bilgi ilim, gülmek sağını solunu hatırlarını sormakta ,din ırk ayrım etmeden, yardımlaşma ise, Arkadaş, dost, Anne babayı, kardeş eş çocukları , ve tüm akrabaları sevmek saygı göstermek... AHLAKTIR..

Sadece kendini kandırılacak şekilde yaşarsan bil ki bir gün esir köle olarak yaşarsın. Ve bil ki gelecek yıllarda sadece 79 yıl önce yerleştirilmiş sadece çıkar için diş dünya ajanları tarafında.. Yönlendirilir, yönlenirsin zaman gelir ,bir gün anlarsın....Devir İyi olanların dünyasından

KURBAN VAZİFESİ ,KURBAN OLUŞUMU, KURBAN SAĞLIĞI, ŞİFASI ÇOKTUR.

Bir incelerseniz ayrıntılı görürsünüz, Her dinde kurban vardır, Burada kurban edilecek hayvanların sağlığına ,soyuna bakılması gerekir.. Sağlıksız hayvan kesimlerinde çok ciddi sorunlar çıkabilir. Büyük küçük baş hayvanlardan sıçrayan milyonda bir görülecek sağlık sorunları önlemek için, sağlıklı hayvan kesimlerine bakmak lazım....

Muhakkak satım pazarlarında veya belediyeler bu yılla birlikte gelecek yıllara önem vermek ,birde soy kütükleri, gebe hayvanlara, kısır olmayan hayvanlara dikkat edilmesi ,bunlar başlıca gelecekte sorun getirecek faktörlerdir, zinciri kırıldı mı, GELEÇEK YILLARDA İTHALATA GEÇİLİR.. İşte o zaman ekonomi çok farklı boyutlarda olur...

Kurban bayramı nasıl oluştu, ve kurban bayramı nasıl ortaya çıktı sorusunun yanıtı için, kurban bayramının oluşumu, ve kurban bayramının ortaya çıkışı ile birlikte, kurban bayramının hikayesine birlikte bakmak istersek:

Hz. İbrahim’in bir çocuğu olmuyordu. Bunun üzerine Hz İbrahim, bir adak adamış bulunmakta idi: eğer kendisine bir erkek evlat verilecek olursa, onu Allah’a kurban edecekti. Allah tarafından, bunun üzerine Hz İbrahim’e bir erkek evlat verilmiştir. Hz İsmail çok iyi niyetli, yumuşak başlı bir evlat olmakla birlikte, aynı zamanda söz dinleyen itaatkar bir çocuktu.

Hz İbrahim’in oğlu İsmail büyüdü; ve Hz İbrahim ile birlikte dağ bayırda koşmaya, dolaşmaya başladı. Bunun üzerine, bir gece Hz İbrahim uyurken rüyasında, İsmail’i boğazladığını gördü. Ertesi gün yine İsmail ile birlikte dolaşırlarken, bu rüyasını İsmail’e anlattı. İsmail de Hz İbrahim’e, kendisine emredilen ne ise onu yapmasını söyledi; Allah’ın sabreden kullarından olacağını belirtti…

Bunun üzerine Hz İbrahim, İsmail’i bir taşa, şakağının üzerine yatırdı, ve boğazını kesecekti. Tam bu sırada Hz İbrahim’e Allah tarafından bir koç gönderildi. Evladı yerine onu kurban etmesi söylendi. Hz İbrahim de kendisine söyleneni yaptı, ve gönderilen koçu kesti…

Kurban bayramının hikayesi, Hz İbrahim ile İsmail arasında gerçekleşmektedir. Bunun sonrasında, kurban bayramı kutlanmaya, insanlar yerine hayvanların kurban edilmesine başlanmış bulunulmaktadır…

Korku ve ürperdi gelebilir, Şunu unutmayın ki, bazı din görüşleri ,öncesi ve sonrası kız çocuklarını diri ,diri gömenler, İSLAMİYET yayılınca ortadan kaldırıldı. .Kurban et saklamak değil, eti dağıtmak ,vekalette olsa ,gözlerinizle görüp ellerinizle hayır almak...Çünkü bu bir adak...Tevekkülle yolculuk..

Şunu bilin ki öyle ihtiyaç sahipleri var ki, gelip bir parça et istemez, ve ,hele hele yoldan geçen tanıdık tanımadık ,sacın üzerinde, adettendir deyip te saç kavurma yapanlar bilmelidir ki, Koku açlıkta aş erenlere ulaşamazsa ,bilin ki, “ ne bilmek isterseniz.”.. O kurbanın şifası bir insanoğlunu ayağa kaldıracak güçte ,o gücü şifayı verende, bekleyende, “Yaratan rabbimde kudretinde”..

30 Ağustos ZAFER BAYRAMI Tüm şehitlerin ATALARIMIZIN, şu anda Asker ,Polisimizin bizler için görevlerinde ,görev yapanların, tüm şehitler için, Şu anda

Vatan bayrak için ,hem içte ,hem dışta, görev yapan Önder ve Önderler için, ve Halkım için, Ülkemde tanrı misafirleri için, ÖLMÜŞLERİ için “Ruhlarına Fatiha, ”

KURBAN BAYRAMI tüm İslam alemine hayırlar, bereketler ,huzur dolu geçmesi, ve sabırla beklenmesi, inanarak tevekkül edilmesi dileğimle. .Tüm beklentiyle adak, dilek dileyenlere de hayırla vermesini, tüm dualarının kabul olması içinde Duacıyım.. Dağdaki Çobanın

yaratanından Dünya üzerindeki tüm insanoğlunun istemiş olduğu Huzuru ,Barışı ,Sevgiyi Saygıyı ,tüm İSTEKLERİNİ, getirmesi içinde “YARATANIMDAN” duacıyım..

Toroslarda ki ,ve Toroslardan Akrabalara Eş ve Dost Arkadaşlara...

Eş ve dostlarıma arkadaşlarıma, Kısaca tüm dünyadaki, tanrı misafirlere duacıyım.  Mutluluk ve başarılar...Yeni bir   dünya...Dileğimle...Kalan suremiz belki son bayram ,belki an ,belki andan da yakın.. Bu gün olmasa da yakında hep oradayız...

GELEN HAYIRLI GÜNLERİNİZE BOL BEREKETLİ OLMA ADIMLARINIZA

Her insan konuşur, ya ol, yada olman gibi ol

Kendine köle ,başkasına köle olma, Her şeyinin sahibi var...

Bedenin borcu var ruhuna Daha yapacak çok işin var

İnsanlar konuştuklarında duygularını gizlemeyi başarabilirler fakat gözler asla yalan söyleyemez ve duyguları saklayamaz…. Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız

Gücünüzden şüphe ederseniz, şüphelerinize güç verirsiniz“ Dürüstlüğün kuralı yoktur.. sadece dürüst dür ..Tarih kayıtlarında yazar. .anılır. “ Her şeyi gören ve duyan “ odur ki ”Şeytandan sakınır “RABBİME” sığın ,sığınırım.

BİR DOSTTUN TAVSİYESİ HATIRLATMASI

Başarmak kendi düşünceyi yapan yapılandıran iş gerçek iştir, Bir çalışmadır. Kopya başarıyı başarısız ve haksız kazanç yapar. Bazı insana cahil deriz eğitim deriz. HAYIR (Yanlış o sadece kurnazdır.)

SADECE KENDİNİ KANDIRIR

Kendini kandıran her kimse bilsin ki Kendini ateşe atar. Bu gün kandırmış olduğun her kimse bil ki sana beddua eder evet dersin onun bedduası ne yazar dersin o yazmaz yazan başkası çok iyi bilirsin amma işine gelmez içine girmiştir şeytan ….

Ya o gün sevdiklerin veya gelecekte ki seveceklerin…Belki onlar için bir şeyler yapıyorsun düşünürsün amma bilmelisin ki Hakla helalle kazanılmayan para kuracağın temel bir gün çökeceğini…

Hz Ali a.s Buyurdu ki “Sana vefasızlık edenden ayrılman senin mükafatındır .İştişare hidayetin kendisidir. Kendi görüşüyle yetinen , kendini tehlikeye atmıştır. Sabır, musibetleri uzaklaştırmaktadır. Sabırsızlık, zamanın (insanı yok etmedeki) yardımcılarındandır. Dostluk istifade edilen yakınlıktır..

Her gün insanoğlunu kucaklayın ve selam verin, veriyor ,vermiyorsa bile ona hatırlatın sonsuz selam verin.. Çünkü unutuluyor unutturuluyor...

EVRENSELİ BUYSA ….İNSANLIĞI NEREDE….

ARAŞTIRIN KÜLTÜRÜNÜ TÖRESİNİ

Hz. Ali as buyurdu ki: “Öfkeden sakın. Çünkü o şeytanın sebep olduğu düşük akıllılıktır. Seni Allah’a yaklaştıran şeyin, ateşten uzaklaştırdığını, Allah’tan uzaklaştıranın da ateşe yaklaştırdığını bil”

Dünyanın bir kısmını Avrupa’yı tamamını ,Dağdaki Çoban Gitti, gördü, gezdi ,geldi …Yaratan insanoğlunu ne güzel yaratmış ama...Amaaaa O Maske takmış insan görünümlü bazı çıkar peşin de koşan şeytanlar olmasa insanlar çok güzel anlaşır….Bir büyüğümüzün elini öperken kötü …Bir birileri başkaları Kral önünde eğilmek diz çökmek evrensel..

Avrupalı evrensel diyorsunuz Pazar günü kiliselere gidip ayin yapar iş adamı politikacı üst ve alt tabaka Pazar günleri dualar ayinler yaparken ve bizim için kutsal saydığımız kiliseler namaz kılacağımız yer bile olabilir ve güzel saydığımız yaratanın evi gibi gördüğümüz kutsal yerleri biz kabullenirken ve hastanelerinde kilise papazlar bulunurken hotel odalarında "İncil" ,her an her yerde bulunurken……

Nedense bizde bazı kesimler gördüğümüz bazı kişiler ve Avrupalılar bırakın kendi vatanımızda bile inancımıza imanımıza namaz, Camimize "Kuran" dil uzatanlar bizi bizleri bir en alt kesimde hakir görmeleri …. Bu yolda hakir gören insanları anlamıyor, anlı yamıyorum , anlamakta istemiyorum … Atasözü Her koyun bacağından asılır…Daha çok anlatılır ama kısa öz ve Akıl….Ders çalışıyorlar ama sınıfta kalıyorlar..

KISA DERS

İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, İnsan haklarının tanınmamasının ve hor görülmesinin insanlık vicdanını yaralayan barbarca eylemlere yol açtığını, korkudan ve yoksulluktan kurtulmuş insanların söz ve inanç özgürlüğüne sahip olacakları bir dünyanın herkesin en yüksek amacı olduğunun ilan edilmiş bulunduğu nu, ve devam eder gider …

Nere de evrensel demokrası... Gene bir atasözü Görünen Avrupa kılavuz istemez.. Sadece gözümüzde uyku göz bandı var .. Biraz aralasak net göreceğiz…… Avrupa gemisini batırmış kaptanları kararsız yanaşacak limanları yok

DERS ALACAĞIMIZA.. DERS ALMALARI LAZIM

BÜYÜK DERS

Hz Ali Oğlu Hz Hasan’a şöyle buyurdu “Amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren. En büyük zenginlik akıldır, en büyük yoksulluk ahmaklıktır, en korkunç şey kendini beğenmektir, en değerli büyüklük güzel AHLAKTIR

DÜŞÜNMEK

Çünkü kimi tanıdıysam, hep kendini düşünüyor... Memlekette düşünen yok diyen, Yalan söylüyor .Çoban bile dağda düşüncede…Düşünüyor kimi alkıştan cesaret alır sonu yakındır, Kimi halktan alır cesaretini çıkarlar konusunda dağıtır kendini, Kimi tek güvendiği inancına, imanına güvenerek, yaratana sığınarak ,basiretten alır cesareti ,bilir

Haramı helalı, bilir kanunu adaleti, yolda tek başına yürüse de bilir arkadaki doğru yolu seçenleri kin tutmaz ki düşman olsun karanlıktan aydınlığa yürür, bilir gözü kapalıda olsa kalp de nur inmiştir ne arasın tümsekler taşlar bilir sonunda varacağı cennet kapısını cesareti vardır korkmaz çünkü yapmamıştır ve seçmemiştir yanlış yolu

DOĞRU ADIM DOĞRU ÇİZGİ DOĞRU HEDEF DOĞRU İSTİKRAR.

Neden orda taş varken bağırmıyoruz canımız yanmıyor, taşa vurunca canımız yanıyor bağırıyoruz … Taş orda ayak sende akıl sende taşın suçu ne….

Resûlullah (s.a.a.), ahir zaman alametleri hakkında buyurdu ki: “Münker (kötü) maruf (iyi) olacak, maruf da münker olacak, haine güvenilecek, güvenilen kimse ihanet edecek, yalan söyleyenler tasdik edilecek ve doğru söyleyenler de yalanlanacaklardır”

Maruf, güzelliği akıl ve nakille bilinen her fiilin adıdır. (Zıddı ise münkerdir.) Yine herkesçe bilinen tanınan, belli olan, meşhur ve ünlü olan veya şeriatin güzel görüp emrettiği şey manasına da gelmektedir.

Akıl ve dinin kötü gördüğü her şey münkerdir. Münkeri sınırlandırmak imkânsızdır. Kur'ân ı Kerim'de münkerlerin bazı örnekleri açıklanmasına rağmen tüm münkerleri saymak ve teker teker tanımak hiç de kolay bir iş değildir.

Bu gün için Bazen insan bir münkere tutulduğu hâlde onu münker olduğunu bilmediği için yapar. Yıkanırken, abdest ve gusül alırken israf etmek, ekmeği, meyveyi, elbiseyi ve kağıdı haddinden fazla kullanmak, aşırı yemek, otomobili uygun olmayan bir yere park etmek, çöpleri yola dökmek, yolu kapatmak, insanları korkutan yersiz korna çalmak ve gaza basmak, israf olup sağlığa ve solunum sistemine zararlı olması dışında beraberindekilerin hava alanına tecavüz sayılan, kardeş kardeşin arasına dostuna ,arkadaşına ,komşuna, hatta düşmanına bile münafıklık sokmak, güzel havayı kirletip onu dumanlı bir havaya dönüştüren sigara ve her türlü duman, halkın büyük bir çoğunluğunun münker saymadığı münkerlerdedir..

İnsan vücut Aura çakralara derin yaralar açar ve sağlığı bozulur gittikçe psikolojik ruh alemi bozulur...Çünkü anlamak istemezler Erdem olamazlar .Sadece okumak anlamak.. İyiyi kötü kötüyü iyi ederler. .Bazen de kötüyü iyi iyiyi kötü ederler....Bunlar hep atacağın adımlara bağlıdır.

“Her insanoğlu gölgesinden bile sorumlu olduğunu bilseydi.. Yaşamları düzgün devam ederdi”

SORUMSUZLUK İNSAN IRKI.

Resulullah (s.a.v.)Beni yemene gönderirken tavsiye mahiyetinde şöyle dedi :”Ey ALİ !! İstihare eden şaşırmaz , İstişare eden pişman olmaz .Sakın gecenin başında kalkıp yola çıkma. Çünkü Yüce Allah ,gündüzde saklamadığı şeyleri, gecede saklayıp dürer. Allah adıyla sabah erkenden yola çık.”

Bazen bakıyorum insanı zora sokan olaylar (her olay) , bazen insan hayatını ucuza sanan kişiler bilmiyor mu o insan kendisi olamaz mı aynı yerden çocuğu ailesi geçmeyecek mi şaşılacak kendisi kendisini görmeyen insanlar çok yazık insan bedenine ruhuna zarar verenler haram işlediklerini gerçekten bilmiyor mu yapanlar ve görevi almış kişiler….

Aman sende deyip kenara atmak neyin nesi birde biraz ilerde din sömürme konuşmalarıyla neyi karşılaştırıyor bilmez mi az önce haram işlediklerini…Evet bilmezler çünkü o anı öteler şimdiki anı benimser sonrada ahkam kesilir, başına iş geldiklerinde" Allah’ım" ben ne yaptım bana bunları gösterdin, der yakınırlar bu bir kısastır farkına varmaz….Varmaz çünkü istişare etmediler kendini hep haklı buldular….

Başkasının kendi üzerinde hakkı olanın da, başkası üzerinde hakkı vardır. Birinin üzerinde hakkı olan, ama başkasının kendi üzerinde hakkı olmayan biri olsaydı, bu yaratıkları değil, ancak münezzeh olan “Allah “olurdu.

Hz. Ali (a.s.) buyurdu: “Kim Allah’tan sakınırsa Allah, onun için fitnelerden bir çıkış yolu ve karanlıklarda bir nur verir. Gölgesi Allah’ın Arş’ı, nuru O’nun cemali, ziyaretçileri melekler, arkadaşları peygamberler olur”

Allahü teâlânın ilâhlıkta şeriki, ortağı yoktur. Mülkü hiç yok olmayan bir meliktir. Noksanlık olan her şeyden münezzehtir. Ayıplardan ve kudretsiz lik ten uzaktır. Müminleri sonsuz azabdan emîn kılmıştır. Her şey üzerine hâkim ve hâfızdır. Hükmünde galib dir. İnsanlar bir şey yapmak isteyince, O da irade ederse, isterse o şeyi yaratır.

Halık (yaratıcı) yalnız O'dur. O'ndan başka kimse hiçbir şey yaratamaz. O'ndan başka kimseye halık (yaratıcı) denilemez. İnsanların dünyada ve ahirette rahat ve huzur içinde yaşamalarını, sonsuz saadete kavuşmalarını sağlayan kurtuluş yolunu göstermiş ve bu yolda yaşamalarını emretmiştir.

Azamet (büyüklük) ve kibriyâ (yücelik) ancak O'na mahsustur. Allahü teâlâ müşriklerin (puta tapanların) şirklerinden (ortak koşmalarından) ve iftiralarından münezzehtir.

Öyle insanlar var ki okumuş okumamışları aralarında istemez bir fark görür hep ama okumamış hep saygılıdır hürmet gösterir sevgi gösterir hep tüm insanları hoş sevgi görür…Çünkü Akıldır. .Okumak üstünlük değildir okuyup anlamaktır… Toplum her zaman dinamik tır .

Bunu bil ki..Allahın iman gücüyle Halk her zaman dinamik başı secdeden başka eğilmez. Bir nefes yaşama bir nefes ölüm perde arkası her kes aynı ayrıcalık yok bil ki bilgi sadece okuduğunuz okulda kitap da yazmaz çevrendeki insanın aklındadır sadece logoyu birleştirmek senin ayrım görmeden gezmek, okumak, akıl almak doğadan….İşte yaşam ve gelecek budur….

Herkesin bilgisi vardır bilgi toplamak akılda yorumlamak dinlemek gerçek yolu bulup kendini terbiye etmek gene okumak ve anlamak…Benlik her zaman zarar getirir…Dışarı da her bir doğa şeklini okumak bir işarettir...Herkes kendine göre çıkardığı şekil sadece çıkarlardır...

AHRETİ HATIRLAMAK

İşte her günün her gecesinde okumalı araştırmalı anlamalı

Bir nefes yaşam Bir nefes ölüm

Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli. Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli...Müminlerle helalle şilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli. Daha çok araştırın okuyun. .Anlayın….

Halk arasında Atalarında “el almak-tövbe almak” tabiriyle ifade edilen tövbe edip günahlardan dönmek, yönelmek fiilidir. İşlenen küçük ya da büyük günahlardan pişmanlık duyup bu günahları işlemeye tövbe edip ALLAH Teâlâ’nın yoluna dönmek, halktan Hakk’a yönelmek anlamında kullanılan bir kavram....

Allahu Teâlâ’yı seven kimse, elbette O’nun sevdiklerini de sever. Önce Allah’ın Habibi Hz. Rasûlullah’ı (s.a.v) sever. Sonra ona ait olan, ondan sayılan, onunla anılan her şeyi sever. Sevmesi de gerekir. Bunların başında Ehl-i Beyt gelir.

Ehl-i Beyt, Hz. Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin ailesi ve evlâtlarıdır. Müminlerin anneleri, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Ehl-i Beytin şerefli fertleridir..

Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onların kıyamete kadar gelecek olan evlâtları da Ehl i Beyt’in birer parçasıdır Onları sevmek her mü ‘minin vazifesidir. Bu sevgi çok şerefli ve gereklidir.

Kalbinde azıcık Ehl i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ın sevgisinde yalancıdır…Yalanı Bırakmak her şeyin yolun açılmasıdır.VE Daha çok imana gelmek…

Batılı Her başlangıcında sağ elini kaldırarak inancıyla başlar….Dünyaya son iman ve 4 kitap dan son (Kuranı kerim ) okumanızı ve anlamanız için hediye gönderdi ..Tüm insanoğluna.. OKU…..Her şey onun içinde İlim ,bilim ,şifa, ve gelecek aydınlık günler….

Hz Ali a.s Şöyle buyurdu " İnsanlarla konuşun insanların akıllarının erebildiği kadar." Her şeyi anlatırken yavaş anlat ki anlaya bilsin …

Geçmişi anlarsak daha çok yakınlaşır öz olduğumuz daha iyi anlaşılır Çünkü diş dünya maske takmış şeytan insanlarla dolu…

Her adımını oku ve anla Cuma hayırlar gelen kurban bayramlarınız hayırlara kurban keserken, gebe ,dişi ,neslini son getirmeden, kesimlere ,dikkat etmenizi, geçmişte ağaçlara bunlar size gelecekte odun olur diyen “sakız ağaçlarını” yok eden maskeli şeytanlardan uzak durun...Doğada her gördüğünüz canlı ,her bastığınız toprak,, sizlere basılmış gibi hissedin ,hesabı adımlar, bilin ki gelecekte muhasebeniz olacak... Her şey "son kitap Kuran da" hatırlatılmıştır.

Bakın önünüzdeki ekrandaki reklamlara "Kim şeytanı, kimi rahmanı"

Okursan anlarsın kendini

Çoban sadece Çoban aranızdaki bir  insan

Hiç kimse kimseden üstün değildir, ERDEM olamayan

NEFSİNE kapılan şeytan adaleti uygular

Hiç kimse hiç kimseye çok ihtiyacı yok da dese ,bil ki kendini büyük görmekte, ama bazen  olur ki seni görmeden edemez çünkü o senden bir nokta almakta o noktayla kendi sözcüğünü bitirmek için ,ben kimseden almam kendi bildiğim yoldan giderim dese de ,inanın, “rahmaniyse, kibirli değilse “Allahtan”, Bura da bir şey söylenmez tevekkül edilmiştir biliyordur..

Gurur kibir kim, benlik şeytaniyse ,iblise, özünü sözünü satmıştır, ebedîyi  cehennem yolundadır… Çünkü o halkı için yaşamaz ,kendi vatan bayrak ,içinde yaşamaz insanoğluna mazlumlara yardımcı olmak içinde yaşamaz, sadece bir kuklacı, maske takmış sahnededir ,o kendini kendi olduğunu bilseydi, şah Damarından yakın olanı bilseydi, ”Yaratanını” kapı ,kapı dolaşmazdı, otur sör kendine, ne geçti eline, ne yaptın ,ne haldesin hala kukla oynamakla ,ne nereye gideceksin ,gideceğin adres, neresi olduğunu biliyor musun “şahdamarına yakın olanda şahdamarına yakın olan yere gidecek” Hala tek yön varken doğudan batıya geçiş varken ila batıdan doğuya geçmek isteyenler bilmelidir ki,“vakit her zaman “doğudan başlar batıya giden yol “tevekkülle”…

En yakın toprak gideceksin ,ruhunda ana merkeze, şimdi hangisi yakın…Bu dünyadaki merkez hayalin sadece “merkez efendi cami, Şifa ve eman” dilemen…

Tevekkülünle ebedi cehenneme gitmenden kurtulur, cehenneme gene gider hassas teraziden geçer tevekkülünle giden en kestirme yolunu bulursun… Şah damarına yakın olan yere gider, oradan da serinlemek için “Kevser havuzuna “  Ödüllenirsin.. Tüm din kitapları yazar,  Son kitap Kuran "son fırsatı verir…

Yaratan dünyada Çanlıların içinde, insanoğlunu üstün kıldı ,diğer Çanlıları korusun diye, insanoğlunun ,içinde de kimseyi bir birlerinden üstün kılmadı her kesi eşit yarattı ,isteyene zenginlik isteyene de ilin verdi ,üstünlük kılın diye değil, bu dünyada kim ne yapacak intihana tuttu, “alan da o verende o” her kes fani gidici olduğunu bilseydi ,bilselerdi, şahdamarından yakın olmadıklarını anlarlardı…

İnsanoğluna diğer canlıları korusun ,diye akıl, insanoğlunu da aralarında anlaşsınlar diye bir birilerinden üstün kılmasınlar diye , ırkı, dili ,dini, saygıyı sevgiyi ,paylaşmayı, verirken mazlumları şeytanlardan korumak için imam gücü verdi, şimdi sör kendine kim şah damarından yakın….

Bu dünyada herkes birbirileri sollarken yıkarken ,ezerken ve kendilerine hep ben diyenler, gidecek dünyada inanın sollamamak için yolu kapanacak ama ”tevekkül eden “emniyet şeridinden yoluna devam edecek.. Şah damarı olanda senle yola devam edecek ,ya ondan sonra gelenler geride kalanlar yaşam dünyasında tapu dağıtarak ,yola devam etseler de nefisleriyle, helak olacaklar…

Sen bu dünyada neslini, asrını yaşıyorsun ,süren en fazla 100 yıl geride 100 bin yıllar, kimler geldi geçti ,yurtlar, geçici bir orada bir burada sadece “ iblisler”, aramızda, sonu gelmeyen, şan ,şöhret ,nefisle ,kalacak çünkü imtihanın soruları…Kendi yurdunu, halkını nefsin için diş şeytanlara ruhunu sat… Sonrası kelime oyunlarıyla zikzak çizerken doğru yola koy, Yap yap yap sonra pardon yok öyle…

Sizlere bırakılan atalarınız sizleri hiç affetmez.. Bu yurda, bu halka ,bu askere ,bu polise ,bu önder ve önderlere, düşmanlığın maske takmış düşmansan o başka.. Sonuçta düşmansın maske takmış düşmansın ,bir şekilde mazlum ,görünen, renk değiştiren ,tapularla vaatler veren, kandıran sonradan asan, yaprak dökümü yapan mevsimsiz zaman içinde kötüyü iyi eden iyiyi kötü eden, insanoğlunun içinde fitne fesat,” kardeş Habil, Kabil  kardeşi “düşüren ,kaoslarınla, insanoğlunu yok etmeye çalışan iyi ve kötünün aklına girip, kuklalarınla şirin mi şirin gösteren şeytandan iblisten başkası değil ..

İnanın son fırsatınız, ölüm an kapınızda eman sizi ve ailenizi ,gelecek neslinizi vatan bayrak halkınızı koruyacak olan tek şey tevekkül…Doğduğuna bak, yaşamına bak, musalla taşına bak, Kabre bak, sonrası tahta toprak ,sadece duyacağın, küt…

“Nimet ve hikmetlerden, bu dünyada yararlanmayan ,paylaşmayı bilmeyen tevekkül etmeyen , o tadı alamaz” saklı şifayı da bulamaz..

Sabah uyanıyorsan o sana büyük hediye, ya uyanamazsan geride bırakacakla rın.Yarını olmayan dünyadasın sadece verilen hediyende adımına dikkat et yeter

Çoban sadece Çoban

 

YANLIŞ OLAN YAŞAM DEĞİL, YANLIŞ OLAN İNSANOĞLUNUN NEFSİ

Her bitki, insanoğlu için bir şifa kaynağıdır ve bitkilerde insan sağlığına iyi gelebilecek pek çok madde vardır. Aynı toprakta yetiştikleri; aynı suyu, güneşi ve mineralleri aldıkları halde her bitkinin farklı özellikleri farklı bir tadı, kokusu vardır…

Doğanın insanoğlundan üstün kabiliyeti bu gizemli dünyadır…Her şey yaratanın elindedir ,sadece sizlere yol haritası ve imanla inanarak ,”son kitabı gönderdi Kuran” içinde her şey yazılı, “Kuranı bilmiyorsan bilmediğim gibi” ,okuyarak anlamadığın ,anlamadığın gibi ,sadece etrafına bak kendine bir diken batır, bil ki acıyı hissettiysen ,bir başkasında hissedecek, ne kadar canın yandıysa onunda canı yanacak, Bu gün diş dünya ilim ,bilim, için “kuranı” anlamak için özel anlayanları işe almakta ya sız…

Sizleri okuyarak ,anlamamak için göz bantlarıyla kapamaktalar…Bu gün teknoloji ve hukuk eğitimde “Kuranda” yazılan tevekküle inanan ve Hz Muhammedi derya iman dolu derya Kevser’i ne, ilim bilim dersi verilseydi ,Hz Ali İrfanı  ilimi ne ve Hz Ömer i adaletini  kazanacaklardı.. İşte o zaman Helali Haramı Şükür ü daha iyi anlaşılacaktı…

Bu gerçekten yola çıkarak öncelikle  sen toprağa ne ekersen onu biçersin ve alırsın doğanım kendi şifası çok olduğu halde içinde bilim ilim kimya saklı olduğu halde ve senin her yaptığın yanlışlık ,bil ki insanoğlunu yok etmekte ,kalmıyor, doğadaki ekoyu bozuyorsun, sen ilaçlarla yok ettiğin canlılar, sonradan sana çok zarar getirecekler, dengeyi bozdukça bil ki daha yaşanmaz güçler gelecek, canlıların yaşamlarını altüst ediyor ,bir sonrakine güç hazırlıyorsun sonradan gıda ve ürünlere geçerek sen kendini tehlikeye atmaktasın sonrası pardon demekle yetinir yetineceksin…

Bir dahaki sefere buldum buldum la yeni maceralara yol alırsın…Kendi kendinle savaşıyor ,kendini yenemiyorsun çünkü üsten ,alta attan ,üste çıkmak için  “erdem” olamıyorsun ve bu şekilde aynı kamuflajla sahada boy gösteriyorsun..…Diş dünyadan falan, falan ,falan üniversitesinde araştırma sonuncu bu madde insanı zehirliyor, pardon arkadan başka zehir verelim menüye…

Bu gün ne yapsan da kazansam diyenler, bu gün ne söylesem de zirvede olsam diyenler ,bu gün ne yapsam da orada olduğumu şan şöhret gösterenler “el üstünde tutulurum”diyenler…. Bilsin ki…..

Demeyerek oturup bu gün nasıl helal lokma yerim deyip, evime çocuklarıma nafaka rızık nasıl götürürüm aza kanaat getirenler sonrası Vatanıma Bayrağıma Halkıma ,yanlışlıkla zarar verirsen korkusuyla geçen zarar vermeden düşünen kişiyle “tevekkülle şükür” edenlerle, diğer şan şöhret kin ,kibirle ,para kazananlarla, gene aynı terazide olacakları gün…

Eninde sonunda kendi gün, saat bitiminde dört kürekliye binerek . El üstünde gidecekler. Bazıları da limuzinle giderler ama toprağa girerler… Bu dünyada şaşırsan da ,Oraya giderken terazinin hassa ayarı şaşmaz…Bir gün hiç uyanamayacağın gibi.. Belki bu gün Belki yarını olmayan gün gibi ,Belki de andan yakın olan an gibi…Yaptıklarınla Hazır mısın…

“Biri korkacak biri korkmadan gidecek ara çok yakın bir çizgi kadar

Her şey bu ikişer kelimede yazılı her şeyi açıklıyor.

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "

Helal :  İse insanın sağlığına ve ruhuna kendine ve başkasına faydalı şeyler veren dır

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir."

Haram  İnsanın vücuduna ve ruhuna kendine ve  başkasına, zararlı şeyler veren dır.

DÜNYA SON DURAK ADALETİ

Kurduğun hayal son durağa kadar ötesi yok ,yaptığın iş iyi veya kötü sınıfına göre ilim bilimle anılır karanlık dünyada yolun aydınlıksa bil ki geçmişinde bıraktığın aydınlık enin yoldur… Yok değilse bil ki şimdi hatırlatmadır…

Öleceğini bildiğin halde orada nasıl dünyayla karşılaşacağını bilmediğin ve şimdiki tedirginliğin varsa akıl düşünce varsa, bir et kemik parçası nasıl ayak üstünde duruyorsa hala bilimle sırlar dünyası çözülemiyorsa, son duraktan sonra…ilk ebedi yaşam durağını bil….

Her haksız bastığın toprak, her gereksiz kıldığın dal, yaratılan her canlıya davranışın bil ki hesabı ağır olacak…Yükünü hafifletmen bil ki bu dünyada samimi davranışın…Çoban…

ÇOBANIN SABAH VAKTİ

Hayat öyle ki vadiye çukura alçak alana indikçe yıldızlar öyle yaklaşırsın sanki tutacak gibi olursun milyarlarca, ama zirveye çıktıkça yıldızlar uzaklaşır senden kaçar erişeceğin yerde erişemez olurla bir anda milyarlarca yıldız milyonlara binlere düşer…

Hayatta böyledir alçak gönüllü olursan her şeye erişir herkes olur etrafında hayır dünyası, yüksekler de ararsan kendini, bir anda yalnız kalıverirsin menfaat dünyasında buluverirsin kendini..

Soruver kendine ilk başladığın dünya damısın, yoksa yalan dünyada mı .Okurken ,yazarken otur rahat mısın ..Boşuna debelenme her şey varacağı yeri Bilir, fazlası olmaz şaşırtır.. Çoban…

“Sende menfaati çıkarı olan bir kişi seni altın semerlerde gezdirir .Çıkarlar menfaatler bitince çivili semeri senin  sırtında gezdirir. Başkasına sadakatiniz, kendi başarı kapasitenize ihanetiniz anlamına gelmeye başladıysa, gitme zamanı gelmiş demektir”

Hz Ali a.s Buyurdu ki “Doğru idrak eden  ilmin derinliğini kavrayan da şeriatkaynağından kanmış olarak döner ,hilm sahibi olan yaptığı işlerde aşırılığa kaçmazve insanlar arasında övgüye  layık bir şekilde yaşar.”

Kendisine ve başkasına İnsan ruhuna bedenine güzel şeyler verendir.

“Dünyada suçlu arıyorsanız suçsuz zu bulursanız suçluyu bulursunuz

Hz Ali a.s  Şöyle Buyurdu “Dünya kalmak yurdu değil geçiş yurdudur .Orada iki tip insan vardır. Biri özünü  (nefsi  isteklere )satarak kendisini satarak helak eder ,diğeri  de özünü  (Allah’a )satarak kendini (azaptan) kurtarmış olur “

Dünya, ona doğru davranana doğruluk yurdu ,ondan bir şey  anlayana afiyet yurdu ,ondan azık ,toplayana zenginlik yurdu ve onunla öğüt alana öğüt yurdudur. Dünya ,Allah dostlarının secde yeri (mescidi) meleklerinin namazgahı ,vahyinin iniş yeri vedostlarının ticaret yurdudur.

DÜNYA ELDEN ELE GEZEN BİR YURTTUR

124.000 Peygamber ,Kuranda 27 peygamber 2 Salih 4 büyük kitap Kuran  gelip hatırlatsa da… Kaos galip geldiğini sansa da…Bil ki RABBİM yaratmış olduğu insan karşısında Kaos yok denecek kadar  şifrelenmiş  iliz yon dur . İş gözde değildir Akıldadır. Sadece okumak Anlamak gerekir … Yok etmenin yolu YALANI bırakmak NEFSİNİ köreltmek ten geçer..

Hz Ali   (a.s)  Buyurdu ki Zaman iki türlüdür. Bir gün lehine ,Bir gün de aleyhinedir .Dünya elden ele gezen bir yurttur .Her ne kadar zayıfta olsa ondan senin olanlar sonunda sana

ulaşır her ne kadar güçlüde olsan zararına olan şeyleri  kendinden uzaklaştıramazsın.

Hz.Ali (a.s.) Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun ,tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder. Ön çelikle tanıtın.

İnsanlar huzurluysa bilin ki orda Allah korkusu eşitlik, iman ,ilim, bilim, edep ve adalet vardır

 

YANI KISACA Cumhuriyet vardır.

Cumhuriyet gücü “yaratanın adaletin” den ve insanlara vermiş olduğu güçten gelir

Kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. Farklı olan yürek ve niyettir

 

SABIR

 

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

VAR ETMEK ALLAHIN İZNİ İLE

Hz .Alinin (s.a.a) Çocuklarına  yazdığı mektupla, (Hz ALİ (a.s.) Hz Hasan ve Hz Hüseyin’e yazdığı  mektupta  şöyle buyurdu. ”ALLAH" ‘tan korkmanızı, dünya sizi istese bile onu istememenizi  vasiyet ederim. Ona  ait bir şeye ulaşmadığınız veya kaybettiğiniz için üzülmeyin .Hakkı söyleyin ,ahiret ecri için çalışın .Zalime düşman ,mazluma yardımcı olun.)

Basîret; hakla-batılın, hidâyetle  dalaletin, hayırla-şerrin, doğru ile yanlışın birbirinden ayrıldığı marifet, bilgi ve kalp nurudur. Basîret; ilham ile veya tecrübe ve öğrenme sonucunda oluşur. Çoğulu, besâir’ dir.

” Hayırlı insanlarla arkadaşlık etki onlardan biri sayılasın şer insanlardan

sakın ki onlardan sayılmayasın

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

H.z Ali (s.a.a) ilim kapısı…” İlim bir noktadır. Cahiller onu çoğaltmış insan oğlunun ne kadar yetersiz anlayış körlüğü kavrama yetersizliği dir”.” Allahın bizlere bağış etmiş olduğu beynimizi kullanmadan aciziyle için de olduğumuzu  anlattığı gibi, aynı zamanda var oluş, büyük patlamayla ulaştı”… Şimdi Bunun adına  Big bang diyorlar..

“Cahil yoktur sadece o kurnazdır.. Bir gün gerçekler ortaya konulacak

Her asırda birkaç kişi düşünür. Diğerleri onların düşündüklerini düşünür.

Rivayet 124.000 Peygamber geldiği söylenir .Allah sadece iman etmemizi söylese de sadece iman edilen peygamberler yaşarken gerçek iman edilmesi  vefatları sonrası kendi çıkarları doğrutusun da hareketleri ….

Her seferinde sabırla  ALLAH  imana çağırması her gelen peygamber zamanları dürüst ve doğru hareket… Peygamber ölümleri sonrası  iyi niyet doğruluk görülmediğinden rabbim bir şekilde felaketler gönderse de insanoğlu anlamamakta doğruları yapmamaktadır….

Kuranda geçen 27 peygamber 2 salih Semavi kitap 4gönderilmiş… Son Peygamber (Hz Muhammed )(Ölüm öncesi vekil bırakılsa da…)  Kuranı kerim Kitap olarak göndermiş…

Sabırla imana yönlendirilmiş artık şimdiki zamanın son olduğu artık imtihan da olduğumuzu kısa notlarla anlatmaktadır…Okuyup anlamak.. Oku....İZAFİ ZAMANI HER ŞEYİ ANLATMAKTA

İzafi hareket ya da nispi bağıl`` veya relatif hareket    belirli iki hızda hareket halindeki iki cismin, birinin diğerine göre nisbeten hareketine izafi hareket denilir. Yani iki cimin hızlarının farkı izafi hareketin hızını vermektedir

En istein’ın en meşhur keşfi İzafiyet Teorisi’dir. Fizikle ciddi bir şekilde ilgilenmeyen birçok kişi hâlâ bu teorinin ne demek istediğini anlayabilmiş değildir. Oysa  Kuran ancak bu teoriyle anlaşılabilen gerçeklere 1400 yıl önce işaret etmektedir.   Einstein, izafiyet ile ilgili açıklamalarını “özel İzafiyet Teorisi” ve “Genel İzafiyet Teorisi” diye iki çalışmada toplamıştır.

Dedi ki “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” Dediler ki “Bir gün veya bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.”

Onları toplayacağı gün sanki sadece birbirleriyle tanışacakları gündüzün bir saati kalmışlar gibi gelir

Hamdolsun Evren’i, yeryüzünü ve ikisinin arasında bulunanları altı devir de(yevm)yarattık, hiçbir yorgunluk da duymadık.

Gökten yere her işi çekip çevirir. Sonra sizin saymakta olduğunuz bin yıla denk bir günde O’na yükselir.

Melekler ve Ruh, süresi elli bin yıl olan bir günde O’na yükselirler.

Öldüğümüz gün benim mahşeri göreceğim gündür . Benin ve dünyada olup biteceğini göreceğim gündür… Sadece gelecek zaman birimi Allah yaratana mahsus dur…

Gelecek gün bil ki konuşulan sesler gelecek insan oğluna akacak ve yaşayacaklar geçmişe dönerek daha iyi anlayacaklar…Geleceklerine umutla bakacaklar…. Savaşmayacaklar Ekmeğini aşını paylaşacaklar..

Her asırda birkaç kişi düşünür. Diğerleri onların düşündüklerini düşünür.

Müslümanlık bir sandıkta kitli, açılmış olsa Dünyada her kez  Müslüman olur…

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir."

H.z  Muhammed  ve Ehlibeyte inananları

GADİR-İ HUM BAYRAMI MÜBAREK OLSUN

Gadir i Hun’da Hz Ali (s.a)  Hakkında nazil olan ayetlerden biri de şu ayettir. ”Bugün size dininizi kamil ettim. Üzerinizdeki  nimetimi tamamladım ve size  din olarak islam’ ı seçip beğendim

(Hz Muhammed)

"Hepiniz Çobansınız her biriniz kendi sürünüzden mesulsünüz."

Resulullah(s.a.v.)Beni yemene gönderirken tavsiye mahiyetinde şöyle dedi :”Ey ALİ  İstihare eden şaşırmaz ,İstişare eden pişman olmaz .Sakın gecenin başında kalkıp yola çıkma. Çünkü Yüce Allah ,gündüzde saklamadığı şeyleri, gecede saklayıp dürer. Allah adıyla sabah erkenden yola çık.”

Bu günkü işi yarına bırakma. ÖNCE danış .Danışa danışa dağları aş. Danışmadan iş yaparsan olduğun yerde Bocalarsın ve kendini üzersin. Bu günü yarına yarınları başka günlere bağlama. Niyeti temiz tut.  “Ya Allah de yeter. Gerisini yaratana” bırak yeter.

Resulullah ( s.a.v.)Gadir-i Hun’da Hz Ali ‘yi Halife tayin ettiğinde orada bulunanlar o’nun tebrik etmeye başladılar Hz Ebu bekir  ve Hz Ömer Hz.aLİ’yi ilk kutlayan kimselerdendirler .Onlar dan her biri Bu makam sana kutlu olsun ey Ebu talibin oğlu ..Sen her  mü’min  erkek kadının mevlası  oldun diyorlardı..

Resulullah ( s.a.v) Buyurdu’ ki :”Allah ‘tan  ve sizleri muhatap kılan Peygamber ‘inden yani benden sonra da Ali, Allah’ın emriyle sizin irade sahibiniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar benim neslimin ,onun çocuklarının hakkıdır.

Resulullah (s.a.v)” Buyurdu ki :Ben sizden önce (Kevser )havuzun  başına  gideceğim ,siz orada benim yanıma geleceksiniz .O havuzun genişliği San ‘a ve Busra  arası kadardır O havuzda yıldızlar sayısında kadehler vardır Benden sonra iki değerli emanet olan Kur’an ve Ehl i Beyt hakkında  nasıl davranacağınıza bakın .”İki değerli emanete sahip çıkın…

Ehl i beyt, bir İslam dini terimi. İslam dininin son peygamberi Muhammed'in ev ahalisi ve akrabalarını, kısacası ailesini tanımlamak için kullanılır.

San’a Yemen de

Busra Suriye de

Havz yani, kevser havuzu yüce Mevla’mızdan biz kullara ikramdır. Rabbimiz bu güzel ikramı peygamberine vermiştir. Allah’ımızdan ümidimiz isteğimiz dünyada havz hakkındaki bilgiyi, ahirette de o güzelliğin tadını biz kullara nasip etmesidir. Havzun özelliklerinden biri şöyledir; Havzdan içen bir kişi hiçbir zaman susamaz. Kevser İslam dinimize göre, cennette olan değerli bir nehirdir.

 

Resulullah  (s.a.a) Ahir zaman alametleri  hakkındaki  bir hitabında buyurdu ki “Namazı zayi etmek ,şehvet peşinde gitmek ,heva hevese uymak zenginleri  ululamak  ve dini dünyaya satmak ahir zamanın alametlerindendir. O zaman  mü ’minin  kalbi, gördüğü kötülüklerden ve onları önlemeye gücünün olmadığından dolayı ,tuzun suda eridiği gibi karnında erir.”

(Nefsin arzû ve isteklerine hevâ denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem'e düşürdüğü içindir. Hevâ sâhiblerine de ehl i hevâ denmesi, bunlar Cehennem'e düşeceği içindir. )

Resülullah (s.a.a.)Ahir zamanla ilgili yaptığı konuşmada buyurdu ki “O zaman ihtiramkalkacak ,günah kazanılacak ,kötüler iyilere musallat olacak ,yalan yaygınlaşacak ,inat aşikar olacak ,fakirlik çoğalacak elbiselerle övünecekler ,zamansız yağmurlara uğrayacaklar.

ihtiram :Hürmet olunmak, tazim olunmak, hürmet, saygı.

Başını yastığına koy ve fakirliği kucakla ,şehvetleri kov ,heva  ve hevese karşı çık, hiçbir zaman Allah’ ın  gözünden  kaçmadığını bil, dolayısıyla nasıl olduğuna nasıl olacağına dikkat et. Her şeyi gören bilen RABBİM dir.

Resülullah (s.a.v) Buyurdu ki: “Şahadette bulunurum ki her şeyin azameti karşısında tevazu gösterdiği ve her şeyin izzeti karşısında  zelil olduğu ve her şeyin kudreti karşısında teslim olduğu ve her şeyin heybeti karşısında boyun eğdiği ilah o’dur.”Zillete düşmiyerek şeref ve haysiyeti muhafazaya çalışmak.

Vakar.(Gıybet, ehl i  adavet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silahtır. İzzet i nefis sahibi, bu pis silaha tenezzül edip istimal etmez

Zelil olmak nedir ile ilgili Hadis: “Nefsini zelil eden, dinini aziz etmiş, nefsini aziz eden dinini aşağılamış olur.”

Zelil olmak nedir hakkında ki Ayet: “Onları görürsün; zilletten başlan önlerine düşmüş bir halde, ona ateşe sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba veya yandaşlarını da hüsrana uğratmışlardır’ dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azab içindedirler.

(Hz Ali)

"  İnsanlarla konuşun insanların akıllarının erebildiği kadar."

Hz Ali a.s şöyle buyurdu “Beni bir dağ bile sevse parça parça olur.”

Hz Ali (a.s)Üzerinde yamalı gömlek görüp nedenini sorduklarında şöyle buyurdular ”Bununla kalp mütevazı  olur , asi nefis ram olur ve müminler ondan örnek alır. Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar . O halde kim dünyayı  sever ve gönül verirse ,ahirete buğzeder  ve ona düşman kesilir Bunlar doğu ve batı gibidirler.”

Hz ALİ (a.s.) Hz Hasan ve Hz Hüseyin’e yazdığı  mektupta  şöyle buyurdu. ”ALLAH" ‘tan korkmanızı, dünya sizi istese bile onu istememenizi  vasiyet ederim. Ona  ait bir şeye ulaşmadığınız veya kaybettiğiniz için üzülmeyin .Hakkı söyleyin ,ahiret ecri için çalışın .Zalime düşman ,mazluma yardımcı olun.

Hz Ali (a.s) Akıllı olan nasihatten öğüt alır ve yola gelir .Sabrın gücü  güzel ,yakınken sana yönelen dertleri ,belaları kendinden uzaklaştır .İtibarı bırakan zulme sapmıştır. Gerçek dost senin yokluğunda bile doğru dost olandır…

Hz.Ali (a.s.) Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun ,tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder. Önçelikle tanıtın.

H.z Ali(a.s.) Diyor ki Çocuklarınıza servet bırakma telaşına girme çünkü çocuklar Salihevlatlar ise servet dünyalık istemezler…Yok Salih  değilseler onlara bırakacağınız servet onların günahlarını arttırır ve bir nevi zülümdür..

Hz ALİ (a.s.) Hz Hasan ve Hz Hüseyin’e yazdığı  mektupta  şöyle buyurdu. ”ALLAH" ‘tan korkmanızı, dünya sizi istese bile onu istememenizi  vasiyet ederim. Ona  ait bir şeye ulaşmadığınız veya kaybettiğiniz için üzülmeyin .Hakkı söyleyin ,ahiret ecri için çalışın .Zalime düşman ,mazluma yardımcı olun.

Resulullah  (s.a.a) Ahir zaman alametleri  hakkındaki  bir hitabında buyurdu ki “Namazı zayi etmek ,şehvet peşinde gitmek ,heva hevese uymak zenginleri  ululamak  ve dini dünyaya satmak ahir zamanın alametlerindendir. O zaman  mü ’minin  kalbi, gördüğü kötülüklerden ve onları önlemeye gücünün olmadığından dolayı ,tuzun suda eridiği gibi karnında erir.”

(Nefsin arzû ve isteklerine hevâ denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem'e düşürdüğü içindir. Hevâ sâhiblerine de ehl-i hevâ denmesi, bunlar Cehennem'e düşeceği içindir. )

Hz Ali (a.s) Duyurdu ki “Ordu Allah ın izniyle halkın sığınağı ,valilerin ziyneti ,dininizzeti ,emniyetin vasıtasıdır .Halk ,ancak onunla ayakta durur .Ordu da ancak Allahın onlar için çıkardığı vergiyle ayakta durabilir ve düşmanlarına karşı güç kazanır.”

Devlet para toplamayla büyümez ,Taban yapılanmayla  büyür, taban sağlamsa yapıda sağlamdır

Yapılanmayla alınan vergi Helal dır. Harcanılan para yapılanmamışsa Haram dır.

İnsanlar huzurluysa bilin ki orda Allah korkusu iman ,ilim, bilim ve adalet vardır

Hz Ali (s.a.a) Buyurdu ki “Allah’a yemin olsun ,onların karşısına tek başına çıksam onlarda bütün yeryüzünü kaplamış olsalar yine korkmam .Rabbimle yakın ile birlikteyim Ben Allah’a  kavuşmayı özlüyorum .O’nun güzel karşılığını ümit ediyor bekliyorum”

Hz Ali Oğlu Hz Hasan’a şöyle buyurdu “Amel  ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren. En büyük zenginlik  akıldır, en büyük yoksulluk  ahmaklıktır, en korkunç şey  kendini beğenmektir, en değerli büyüklük güzel AHLAKTIR..

Hz Ali (a.s )Şöyle buyurdu  “Sana selam verildiğinde ,sen daha güzel bir şekilde selam ver, sana doğru iyilikle uzanan ele sen daha üstün bir şekilde karşılık ver ,her halükarda üstünlük ,ilk iyilik yapanındır.

Böylece Müslüman fertler inancını aşkla yaşayacaklar Feraset ve Basiret ile olaylara bakmayı  doğruya sahip çıkıp yanlışa karşı durmayı başaracaktır. O zaman mazlum sahip bulacak zulüm ortadan kalkacaktır.

(Feraset ve basiret sahibi bir insan, karşılaştığı bir olayı, bir tavrı ya da bir sözü en doğru şekilde analiz edebilme yeteneğine sahiptir. Geçmişte edindiği tecrübeler denen akılcı sonuçları çıkarır ve bu bilgileri ilerisi için en isabetli şekilde kullanmayı bilir.

İçerisinde bulunduğu ortamı, şartları ve imkanları akılcı bir bakış açısıyla değerlendirir ve bu şartları olabilecek en iyi seviyeye getirmeyi ve elindeki imkanları en iyi şekilde kullanmayı başarır.

Bir işe atılacağı zaman mutlaka bu konuda gerekli olabilecek her türlü tedbiri alır, olası aksaklıkları tespit eder ve bu doğrultuda hareket eder. Her konuşması isabetli, her tavrı itidalli ve her düşüncesi keskin bir aklın ve kavrayışın ürünüdür.)

Hz .Ali  a.s  Şöyle Buyuru “Yeryüzünde Allah’ın azabından iki eman vardır .Onlardan biri kandırılmış (elden çıkmış )diğeri ise yanınızdadır ,o halde ona sarılım Kandırılmış olan (eman)  Resulullah: baki kalan (eman) ise istiğfardır”..

Eman

Bir kimseye veya düşmana; söz, işâret veya yazı ile, mal ve can güvenliğinin emniyet (güven) altında olduğunu bildirme.

İlticâ edenlere emân vermekte bütün Müslüman lar eşittir. Halktan herhangi biri de bu hakka sâhiptir. O hâlde kim bir Müslümanın ahdini (verdiği sözü) bozarsa, ona ihânet ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olur.

İstiğfar

İstiğfar kelimesinin sözlük anlamı  bağışlanmayı dilemektir. Terim anlamı ise: yaptığı kötülüklerden

ALLAH KORKUSU

Hz.Muhammed (s.a .v) Câhiliye toplumunda yaygın olan ve aldanmaya, haksızlığa ve sömürüye yol açan alışveriş türlerini yasaklamıştır.

Hz.Muhammed (s.a.v)  Ticari bir malı pahalanması gayesiyle stoklayıp piyasaya arzını geciktirmeyi (ihtikâr) yasaklamıştır.

Hz. Muhammed (s.a.v)  Mallarını ucuza kapatmak maksadıyla köylüyü, üreticiyi ve ihracatçıyı şehir dışında karşılamayı yasaklamıştır

Hz.Muhammed (s.a.v)  Hilenin haram, kötü ve yanlış bir davranış olduğunu, dünyada ve ahirette sorumluluğa neden olduğunu bildirmiştir. Bu meyanda "Bizi aldatan bizden değildir.

Hz.Muhammed (s.a.v)  Tüketicinin korunması için gerekli tedbirleri almıştır. Mesela bu amaçla kalite kontrolü üzerinde durmuştur. Çürük ve bozuk mal satmayı, kalitesiz malı kaliteli malla karıştırmayı yasaklamıştır.

Haram : İnsanın vücuduna ve ruhuna kendine ve  başkasına, zararlı şeyler veren dır.

Helal : İse insanın sağlığına ve ruhuna kendine ve başkasına faydalı şeyler veren dır

Hz Ali a.s Buyurdu ki “Doğru idrak eden  ilmin derinliğini kavrayan da şeriat (Kanun ve adalet) kaynağından  benimsemiş olarak döner  ,hilm sahibi olan yaptığı işlerde aşırılığa kaçmaz ve insanlar arasında övgüye  layık bir şekilde yaşar.”

Hz Ali (a.s) Duyurdu ki “Ordu Allah ın izniyle halkın sığınağı ,valilerin ziyneti ,dininizzeti ,emniyetin vasıtasıdır .Halk ,ancak onunla ayakta durur .Ordu da ancak Allahın onlar için çıkardığı vergiyle ayakta durabilir ve düşmanlarına karşı güç kazanır.”

Hz Ali (s.a.a) Buyurdu ki “Allah’a yemin olsun ,onların karşısına tek başına çıksam onlarda bütün yeryüzünü kaplamış olsalar yine korkmam .Rabbimle yakın ile birlikteyim Ben Allah’a  kavuşmayı özlüyorum .O’nun güzel karşılığını ümit ediyor bekliyorum”

Geçmişte 8 milyon nüfuslu orduyduk, şimdi 80 milyon her kez de et kemik vardır ama iman yoktur. Bazıları mesai saatine bakar  , bazıları şehadet saatine  .Bazıları joistik destek bekler, Bazıları  namusunu vatanını  ben den sonra  korunacağını bilir, bilir benden  sonra yerini  dolduracak imanlıyı beklemeden .Dünya gelen dört kitaba inanarak …Allahu ekber der

 Hz. Ali (a.s.) Duyurdu ki Halkın arzularını yerine getir ,onlara güzel övgü de bulun ,tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir .Çünkü yaptıkları güzel işler çokça zikretmek yiğitlikleri hareketlendirir geri kalmış olanları işe teşvik eder. Öncelik le tanıtın.

Her kim “Allah yolunda” yürüyen  kimseyle  uğraşılırsa bilsin ki . Parçalanacak ülke beklerken parçalanacak ülke olursunuz “ Allah” yolundaki samimiyetiniz  yok ise İçinizdeki parçalanma zamanınız  gelmiştir.

20 Milyon altın verip devlet kurmadık, Kardeş kanları dökülerek kuruldu bu topraklar.

Bu topraklara vatan bayrak ve namus  için bedel ödenecek se vereceğimiz can ve kandır..

Sadece Dağlarda yaşayan çoban gerisini siz düşünün …Bir gider Bin gelir...

Hz Ali   (a.s)  Buyurdu ki Zaman iki türlüdür. Bir gün lehine ,Bir gün de aleyhinedir Dünya elden ele gezen bir yurttur .Her ne kadar zayıfta olsa ondan senin olanlar sonunda sana ulaşır her ne kadar güçlüde olsan zararına olan şeyleri  kendinden uzaklaştıramazsın.

Kaç para kaybettiğim değil, Kaç insan kazandığım önemli.

Parayı kolay kazanırsın ama insanı zor.

H.z Ali (s.a.a) ilim kapısı…” İlim bir noktadır. Cahiller onu çoğaltmış insan oğlunun ne kadar yetersiz anlayış körlüğü kavrama yetersizliği dir”.” Allahın bizlere bağış etmiş olduğu beynimizi kullanmadan acıziyet için de olduğumuzu  anlattığı gibi, aynı zamanda var oluş, büyük patlamayla ulaştı”… Şimdi Bunun adına  Big bang diyorlar..

“Cahil yoktur sadece o kurnazdır.. Bir gün gerçekler ortaya konulacak “

NESİLLERDEN  GELEÇEK NESİLLERE DÜNYA

H.z Ali (a.s.) Diyor ki Çocuklarınıza servet bırakma telaşına girme çünkü çocuklar Salih evlatlar ise servet dünyalık istemezler…Yok Salih  değilseler onlara bırakacağınız servet onların günahlarını arttırır ve bir nevi zülümdür..

"Eğer çocuğunuzu iyi yetiştirmek istiyorsanız ona harcadığınız parayı yarıya indirmeniz,

onunla geçirdiğiniz vakiti ise iki katına çıkarmanız yeterlidir...."

''Ona bir yaşam kurmayın; çocuğunuzun, kendi yaşamının mimarı olmasına yardımcı olun.''

Hz Ali a..s. Şöyle buyurdu “Ey insanlar Konuştuğunuzda duyan ve gizlendiğinizde bilen Allah’tan korkun .Kaçtığınızda size yetişen ,durduğunuzda sizi yakalayan ve unuttuğunuzda sizi  unutmayan ölüme hazırlanın.”

Hz Ali a.s Buyurdu ”İnsan ölüm okların hedefidir. Ömründen bir günde ayrılmadıkça yeni bir güne kavuşamaz o halde biz ölümün yardımcılarıyız vücudumuz ölüm oklarının hedefidir. O halde nasıl ebedi kalmayı ümit edebilirsiniz..”

“Akıllıyı bize tarif et” dediklerinde Hz Ali  (a s) buyurdu ki “Akıllı, her şeyi  layık olduğu yere koyandır.” “Cahili de tarif et “dediklerinde ise “Akıllıyı tarif etmekle cahili de tarif ettim” buyurdular.

Hz Ali a.s Buyurdu ki “Sana vefasızlık edenden ayrılman senin mükafatındır .İştişare hidayetin kendisidir. Kendi görüşüyle yetinen , kendini tehlikeye atmıştır. Sabır, musibetleri uzaklaştırmaktadır. Sabırsızlık, zamanın (insanı yok etmedeki) yardımcılarındandır. Dostluk istifade edilen yakınlıktır..

” Resûlullah (s.a.a.) Gadir günü Hz. Ali’nin kolunu kaldırarak, “Ey Allah’ım! Onu seveni sen de sev; ona düşman olana Sen de düşman ol! Ona yardım edene Sen de yardım et; onu yalnız bırakanı Sen de yalnız bırak ve her nereye gitse hakkı onunla beraber kıl” buyurdu.

Resûlullah’a, “Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir işte onlar yakınlaştırılmış olanlardır” ayeti hakkında sorulduğunda, “O ayet peygamberler ve vasileri hakkında nâzil olmuştur. Ben, bütün peygamberlerin en üstünüyüm, Ali de bütün vasilerin en üstünüdür” buyurdu

Hz. Ali (a.s.) buyurdu: “Övünmeyi ve kibri bırak, kabri hatırla, çünkü varacağın yer oradan geçer, ne yaparsan onu bulursun, ne ekersen onu biçersin, bugün ne hazırladıysan, yarın sana o sunulur. Adımına yer hazırla, o gün için bir şeyler gönder”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Gönlünüzde gizlediğiniz şu asabiyet ateşini, cahiliye kinini söndürün. Çünkü Müslüman’daki bu yersiz kıskançlık, şeytanın tehlike, tekebbür, bozgunculuk ve üflemesindendir”

Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Her kim kurtuluş gemisine binmek isterse, Ali’yi sevmeli, onun düşmanına düşman olmalı ve onun evlatlarından olan hidayet İmamlarını imam edinmelidir. Şüphesiz onlar benim halifelerim, vasilerim ve benden sonra Allah’ın halka hüccetleridirler”

Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Allah, Ali’yi sizlere veli ve İmam olarak tayin etmiş, itaatini bütün herkese farz kılmıştır. Onun sözü ve hükmü geçerli ve haktır; karşı gelenler mel’un, tasdik edenler rahmet içerisindedirler. İşte bunu işitin ve itaat edin”

Resûlullah (s.aa) şöyle buyurdu: “Mâide Suresi Kur’an’ın en son inen bölümüdür; onun helal ettiği şeyleri helal ve haram ettiği şeyleri de haram olarak kabul ediniz”

Resûlullah (s.a.a.) bir duasında buyurdu ki: “Ey Allah’ım, ben de Senin kulun ve peygamberinim; Sen benim de göğsümü aç; işimi kolaylaştır. Bana kendi ehlimden Ali’yi vezir (halife, yardımcı) karar ver; onunla beni güçlendir”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu: “Peygamberinizin Ehl-i Beyt’ine dikkat edin; onların yolundan ayrılmayın; onlara uyun. Onlar sizi asla doğru yoldan çıkarmazlar. Onların önüne geçmeyin. Aksi takdirde yolunuzu kaybedersiniz; sersemleşir, sapıtır gidersiniz. Onlardan geride de kalmayın; yoksa helak olur bitersiniz”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Dünyanın yüceliği ve övüncü hususunda yarışmayın. Ziynet ve nimetlerine aldanmayın. Derdinden, mihnetinden sızlamayın. Zira izzeti de övüncü de bir gün biter. Dünyadaki her müddetin sonu gelir. Her diri, sonunda fani olur”

Resûlullah (s.a.a.), “Tuba, Cennette bir ağaçtır. O ağacın kökü benim evimde, dalları ise cennet ehlini gölgelemektedir” buyurduğunda, “Ya Resûlallah, sana daha önce sorduğumuzda, Tuba’nın kökü Ali’nin evinde, demiştiniz” denilince, “Benim evimle Ali’nin evi bir değil mi?” buyurdu

Resûlullah (s.a.a.), Hz. Ali ve İmamlar hakkında buyurdu ki: “Allah’ın bana öğrettiği bütün ilim ve hikmetler Ali’nin nezdindedir. O halde, ondan sorun, ona ve ondan sonra olan vasilerime bir şey öğretmeye kalkışmayın, ne onlara bir şey öğretin, ne onlardan öne düşün, ne de onlara karşı gelin”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Yükünüzü hafifletin de kervana katılın; çünkü ilk gideniniz, son geleni beklemektedir. Kulları ve beldeleri hakkında Allah’tan korkun. Allah’a itaat edin, O’na isyan etmeyin, hayrı gördüğünüz zaman onu alın, şerri gördüğünüzde onu terk edin

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Geceler ve gündüzler Allah’ı eskitemez, aydınlıklar ve karanlıklar, O’nu değiştiremez. Hakkında bir had, nihayet, inkıtaa uğramak veya son söz konusu edilemez. Dil ve damak olmadan haber verir. Alet ve işitme cihazı olmadan işitir. Konuşur fakat laf söylemez”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Ölümü çokça hatırlamanızı ve O’ndan gafletinizi azaltmanızı tavsiye ederim. Sizden gaflet etmeyen bir şeyden nasıl gafil olabiliyorsunuz? Gözlerinizle gördüğünüz kimselerin ölümü size öğüt olarak yeter. Onları binek siz olarak kabirlere taşıdılar, iradesi olmadan oraya gömüldüler”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu: “Kim Allah’tan sakınırsa Allah, onun için fitnelerden bir çıkış yolu ve karanlıklarda bir nur verir. Gölgesi Allah’ın Arş’ı, nuru O’nun cemali, ziyaretçileri melekler, arkadaşları peygamberler olur”

Başkasının kendi üzerinde hakkı olanın da, başkası üzerinde hakkı vardır. Birinin üzerinde hakkı olan, ama başkasının kendi üzerinde hakkı olmayan biri olsaydı, bu yaratıkları değil, ancak münezzeh olan Allah olurdu.

Hz. Ali (a.s.) münafıklar hakkında buyurdu ki: “Onlar saptırıcı sapıklar ve hata işleyip insanı hataya sevk edenlerdir. Renkten renge giren, her türlü entrikayı çeviren, her yoldan sizi kasteden, her gözetleme yerinde sizi gözetleyenlerdir. Kalpleri hasta, zahirleri ise temizdir. Sinsi sinsi yürür, görünmeden gizlice hareket ederler”

Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Muttakilerin kalpleri mahzundur. Kötülüklerinden herkes emindir, bedenleri zayıf, ihtiyaçları az ve iffetlidirler. Rableri onlara bu kârlı alışverişi kolaylaştırmıştır. Dünya onları ister, onlar dünyayı istemezler”

Hz. Ali vasiyetinde buyurdu ki: “Sapıklık olacağından korktuğun bir yola girme. Çünkü sapma ihtimali olan yollardan kaçınmak, o korkunç yerlere girmekten daha iyidir. Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri elinle ve dilinle ortadan kaldır. Münkeri yapanlardan tüm çabanla sakın ve uzaklaş”

Hz. Ali (a.s.), oğlu Hz. Hasan’a buyurdu ki: “Ey oğlum! Şunu bil ki hiç kimse, Allah’tan Resûlün (s.a.a) getirdiği gibi haber getirmemiştir. O’nu, mutluluğu sağlayan rehber ve kurtuluşa götüren lider olarak kabul et. Ben sana öğüt vermekte kusurlu davranmadım. Ne kadar çabalarsan çabala, benim seni düşündüğüm kadar sen kendini düşünemezsin”.

Hz. Ali (a.s.) Muaviye'ye yazdığı mektupta şöyle buyurdu: "Heva ve hevesi onu çağırmış, o da uymuş; sapıklık onu gütmüş, o da kendisine tabi olmuş; anlaşılmaz hezeyanlar savurur, çarpar ve sapıtır"

Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Şahadette bulunurum ki her şeyin azameti karşısında tevazu gösterdiği ve her şeyin izzeti karşısında zelil olduğu ve her şeyin kudreti karşısında teslim olduğu ve her şeyin heybeti karşısında boyun eğdiği ilah O’dur”

Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: “Ali bin Ebi Tâlib benim kardeşimdir, vasimdir, ümmetim üzerinde benim halifemdir ve benden sonra imamdır. O’nun bana oranı Harun’un Musa’ya olan oranı gibidir. Sadece şu farkla ki benden sonra peygamber gelmeyecektir. O Allah ve Resulünden sonra sizlerin ihtiyar sahibidir”

Hz. Ali  a.s buyurdu ki: “Öfkeden sakın. Çünkü o şeytanın sebep olduğu düşük akıllılıktır. Seni Allah’a yaklaştıran şeyin, ateşten uzaklaştırdığını, Allah’tan uzaklaştıranın da ateşe yaklaştırdığını bil”

Hz. Ali (a.s.), Muaviye’ye buyurdu ki: “Durmadan akan, çamura benzeyen cıvık ve kaygan bir yerde veya yolu tanımadan çöllerde yürüyen kimse gibisin. Sana çok uzak ve ulaşması zor olan bir zirveye yükselmeye çalışıyorsun, işareti olmayan yolda yürüyorsun”

Resûlullah (s.a.a.), ahir zaman alametleri hakkında buyurdu ki: “Münker (kötü) maruf (iyi) olacak, maruf da münker olacak, haine güvenilecek, güvenilen kimse ihanet edecek, yalan söyleyenler tasdik edilecek ve doğru söyleyenler de yalanlanacaklardır”

Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Yüce Allah buyuruyor ki: Benim katımda mahlûkatın en üstünü Muhammed ile kardeşi Ali’dir, sonra da Allah’a doğru vesile olan İmamlar gelirler. Benden bir şey dileyen, Muhammed ve O’nun masum soyu (Ehl-i Beyt’i) vasıtasıyla dilesin”

Resûlullah (s.a.a.), ahir zaman alametleri hakkında buyurdu ki: “Münker (kötü) maruf (iyi) olacak, maruf da münker olacak, haine güvenilecek, güvenilen kimse ihanet edecek, yalan söyleyenler tasdik edilecek ve doğru söyleyenler de yalanlanacaklardır”

Geçmişi anlarsak daha çok yakınlaşır öz olduğumuz daha iyi anlaşılır Çünkü diş dünya maske takmış insanlarla dolu…

2018 yılında Berat Kandili  30 Nisan  1 mayıs 2018 gecesini  e bağlayan gece kutlanacak. Ramazan ayından öncesi son kandil olan Berat anlamı itibariyle de büyük öneme sahip. Berat Kandili fazileti bol bir gecedir. Bu gecede amel defteri yazılır. O yıl içinde doğaca ve ölecek olanlar ile rızıklar Berat Kandili gecesinde amel defterine işlenir. Berat (Berâet),  Arapça' da temize çıkma anlamına gelir. Berat Kandili aynı zamanda Rahmet Gecesi gibi adlarla da anılır. Bu gün her şey yazılır çizilir an ve zaman geldiğinde varılacak olan son duraktır

"Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "

"Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.”

Bu gece Elini açmış dua ile şifa isteyen ,sağlık isteyen çoluk çocuk isteyen helal yoldan rızık isteyen herkesin duası kabul olması içn ellerimi açarak, ailemin, eşimin, çocuklarımın, onların arkadaşlarının ,ve bu güne kadar tüm tanıdıklarımın, onların tanıdıklarına, vatanıma, milletime bayrağıma, ölmüşlerin ruhlarına bu geçe el açan her kese el açıp “Allahlından” duacıyım duaları kabul olması için son isteğim olarak “rabbime” şükür ederek kabul olması dileğimle. .Asker polis ,önder önderler, vatan bayrağım ve kardeşliğimi sonsuza kadar birlik beraberlik olma dileğimle şükür ederek, (Şeytan fesat ,kin kusan toplumdan uzak kalmamızı uzak kalmaları isteğimdir) “yaratanımdan” Her kesin berat kandilini kutlarım.

Dünyaya verilen güzel bir işarettir “Paylaşmak yardım etmek”

“Rabbim “ Ama ben seni sağlığına kavuşturacak, yaralarını iyileştireceğim” diyor…Yer yüzüne inen yardım senin geçmişlerini acı çektikleri için ,bu gün senin yardımın geleceklerin acısını almak için her sevgi yardım paylaşma gelecek hastalıklara şifa olacaktır.. Bu gün elini açıp ettiğin dua bil ki sana bu dünyada bilgi, ilim , hediyeni verecek gelecek dünyada sonsuz kapılar açacak…Sen el açıp isteki yaratanın kullarına ,mazlumların, dulların ,öksüzlerin ,yetimlerin, aç açıkta kalanların ön ayağı ol….Çoban

İNSANLIĞA VE İNSANOĞLUNA VERİLEN  GÜN HATIRLATMA GÜNÜ

MİRAÇ KANDİLİ

Mirac Gecesi Hakkin da Bilgi : Bu gece, peygamberimizin bütün insanlığı temsilen Cenab-i Hakkin yüksek huzuruna kabulü anlamına  gelen Miraç Gecesidir.

Hicri Recep Ayinin 27 gecesinin tanık olduğu bu 'Büyük Buluşma' bizlere

insanın ilahi rızaya ve desteğe ulaştığı akil ve idraki zorlayan nice üst derecelere

ulasa bileşeceğini gösterdiği gibi, mana alemin de yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten her şeyin sahibi olan Yüce Allah'a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini  hatırlatmaktadır.

Bu gecede farz kılınan ve bizzat Peygamberimizin tarafından müminlerin miraç olarak nitelendiren oruç ,namaz da, iç dünyamızdaki yükselişi ve arin mayi ifade eder.

Binlerce çiçek var, ama gül başka. Milyonlarca insan var, ama dost başka. Milyarlarca gün var, ama bugün başka,” Rabbimden” çiçek istedik kırları verdi, ağaç istedik ormanları verdi, su istedik denizleri verdi, dost istedik insanlık verdi, “Allah “ biz insanlığa sana dana her kese  sevdiklerinle beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamayı nasip etmesi için ,aç ,açıkta kalanları dul yetimleri, öksüzleri ,helal, haramı ,Şükür’ü ,bilerek,. sabaha kadar namaz kılmak, her gün oruç tutan ,kadar “ Allah “ yanında rütbesi vardır….Gül bahçesine girenler gül olmasa da gül kokarlar, kainatın en güzel gülünün kokusu üzerinizde olsun , Mevla çekirdeğe orman gizlemiş, yılanın zehrine derman gizlemiş, tahıl tanesine harman gizlemiş, mübarek gecelere cennet gizlemiş, Bu geçe ayrı geçe…Yıldızlara bakın Çoban insanlık için dua etmekte bu güne ve gelecek yaşam günlere…

” Rabbim Vatan Bayrağımı Halkımı Halk kardeşliğimi, birlik beraberliğimi ,obanı obanda yaşayan yarattığın her canlıyı, senin misafirin olarak gözüm gibi baktığım,” HER YERDE GÖRDÜN”…

Benin senden istediğim bu geçe güzelliğine ,Her şeyi yerli yerine koyduğun güzellikler, insan oğlunun ,aklına ,düşünceler verdiğin bilim ,ilmi şu insan ırkına ,nimet ve hikmetleri, şu güzelim dünyayı anlasınlar diye verdin, ama insanoğlunun şu doyumsuzluk nefsini kör et, kör etki nimet ve hikmetleri anlamaları, zaman birimi anı ver ki nimet ve hikmetleri anlasınlar…

Kimin kimden üstünlüğünü görmeleri, kimin kimden üstünlüğünü görmeleri için bu dünyaya gideceğini bildiği halde, geldiği andan beri gideceği yeri göstermek bile bu dünyada nimet ve hikmetleri ,paylaşmanın sadaka olduğunu dünyanın huzur ve barış kardeşlik olduğu anlaması olacaktır.” Rabbim” ,Dul, yetim, öksüzleri, aç açıkta kalanları ,dar, darda olanları, kavuşmak isteyip te kavuşamayanları, anneliğe babalığa çocuk hasretiyle yaşayanları, bu geçe hürmetine yaratana el açıp ta dua edenlerin dualarını kabul et, Asker ,polis vatan görevleri için bizler için bekleyenlere sabır, ve muzaffer eyle tüm “dileklerini” kabul eyle, Vatanımı Bayrağımı Kardeşliği Önder ve Önderleri diş düşmanlardan koru…, “Rabbim”. Tek dileğim isteğimdir…. Doğada verdiğin nimet ve hikmetlere şükür…

“Rabbim ihtiyacımız olduğunda yanımızdasın ,biz çölde avare dolaşan  insanoğluna doğru yolu gösteren,  Karanlıkta yol gösteren bir ışıksın, ve düşmanlarımızı ,yerle bir eden bir kılıçsın , dürüstlük yolumdan ayrılmayan, yalansız Dünya ,ve  insanoğlu… Nasip et…

“ Dürüstlüğün kuralı yoktur.. sadece dürüst dür ..Tarih kayıtlarında yazar. .anılır. Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız  Gücünüzden şüphe ederseniz, şüphelerinize güç verirsiniz”

 

“İki yurt arasında dolaşan insanoğluna doğru yolu göster Rabbim” Vatan Bayrağımız Halkımı, ve dünyadaki insanoğlunu  yüzü maskeli şeytanlardan koru Rabbim” Her şeye gücün yeter Allah’ım” İstersen çöle su, ister yağmur, ister kar, yağdıran, çölü yeşile ,yeşili çöle döndüren, dünyayı yaratan güç sende var Rabbim” Senin yarattığın kulların bu dünyada eziliyor, mazlumlar göz yaşı, çocuklar yetim öksüz kalıyor, her şeyi gören ,her şeyi yerli yerine koyan  ,her şeyin zamanını bilen ,bu geçe ve yaşan gününe el açıp dua edenlerin  “Hayrlı “ dileklerini isteklerini ,bu geçe el açıp dua eden Çobanın bu isteklerini kabul et Allah’ım”  ."

Gün bu gün zaman bu zamandır. Her şeyi gören ve duyan “ odur ki ” Şeytandan sakınır “RABBİME” sığınırım

" Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. "  "Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir

KURBAN VAZİFESİ ,KURBAN OLUŞUMU, KURBAN SAĞLIĞI, ŞİFASI ÇOKTUR.

Bir incelerseniz ayrıntılı görürsünüz, Her dinde kurban vardır, Burada kurban edilecek hayvanların sağlığına ,soyuna bakılması gerekir.. Sağlıksız hayvan kesimlerinde çok ciddi sorunlar çıkabilir. Büyük küçük baş hayvanlardan sıçrayan milyonda bir görülecek sağlık sorunları önlemek için, sağlıklı hayvan kesimlerine bakmak lazım....

Muhakkak satım pazarlarında veya belediyeler bu yılla birlikte gelecek yıllara önem vermek ,birde soy kütükleri, gebe hayvanlara, kısır olmayan hayvanlara dikkat edilmesi ,bunlar başlıca gelecekte sorun getirecek faktörlerdir, zinciri kırıldı mı, GELEÇEK YILLARDA İTHALATA GEÇİLİR.. İşte o zaman ekonomi çok farklı boyutlarda olur...

Kurban bayramı nasıl oluştu, ve kurban bayramı nasıl ortaya çıktı sorusunun yanıtı için, kurban bayramının oluşumu, ve kurban bayramının ortaya çıkışı ile birlikte, kurban bayramının hikayesine birlikte bakmak istersek:

Hz. İbrahim’in bir çocuğu olmuyordu. Bunun üzerine Hz İbrahim, bir adak adamış bulunmakta idi: eğer kendisine bir erkek evlat verilecek olursa, onu Allah’a kurban edecekti. Allah tarafından, bunun üzerine Hz İbrahim’e bir erkek evlat verilmiştir. Hz İsmail çok iyi niyetli, yumuşak başlı bir evlat olmakla birlikte, aynı zamanda söz dinleyen itaatkar bir çocuktu.

Hz İbrahim’in oğlu İsmail büyüdü; ve Hz İbrahim ile birlikte dağ bayırda koşmaya, dolaşmaya başladı. Bunun üzerine, bir gece Hz İbrahim uyurken rüyasında, İsmail’i boğazladığını gördü. Ertesi gün yine İsmail ile birlikte dolaşırlarken, bu rüyasını İsmail’e anlattı. İsmail de Hz İbrahim’e, kendisine emredilen ne ise onu yapmasını söyledi; Allah’ın sabreden kullarından olacağını belirtti…

Bunun üzerine Hz İbrahim, İsmail’i bir taşa, şakağının üzerine yatırdı, ve boğazını kesecekti. Tam bu sırada Hz İbrahim’e Allah tarafından bir koç gönderildi. Evladı yerine onu kurban etmesi söylendi. Hz İbrahim de kendisine söyleneni yaptı, ve gönderilen koçu kesti…

Kurban bayramının hikayesi, Hz İbrahim ile İsmail arasında gerçekleşmektedir. Bunun sonrasında, kurban bayramı kutlanmaya, insanlar yerine hayvanların kurban edilmesine başlanmış bulunulmaktadır…

Korku ve ürperdi gelebilir, Şunu unutmayın ki, bazı din görüşleri ,öncesi ve sonrası kız çocuklarını diri ,diri gömenler, İSLAMİYET yayılınca ortadan kaldırıldı. .Kurban et saklamak değil, eti dağıtmak ,vekalette olsa ,gözlerinizle görüp ellerinizle hayır almak...Çünkü bu bir adak...Tevekkülle yolculuk..

Şunu bilin ki öyle ihtiyaç sahipleri var ki, gelip bir parça et istemez, ve ,hele hele yoldan geçen tanıdık tanımadık ,sacın üzerinde, adettendir deyip te saç kavurma yapanlar bilmelidir ki, Koku açlıkta aş erenlere ulaşamazsa ,bilin ki, “ ne bilmek isterseniz.”.. O kurbanın şifası bir insanoğlunu ayağa kaldıracak güçte ,o gücü şifayı verende, bekleyende, “Yaratan rabbimde kudretinde”..

30 Ağustos ZAFER BAYRAMI Tüm şehitlerin ATALARIMIZIN, şu anda Asker ,Polisimizin

bizler için görevlerinde ,görev yapanların, tüm şehitler için, Şu anda Vatan bayrak için ,hem içte ,hem dışta, görev yapan Önder ve Önderler için, ve Halkım için, Ülkemde tanrı misafirleri için, ÖLMÜŞLERİ için “Ruhlarına Fatiha, ”

KURBAN BAYRAMI tüm İslam alemine hayırlar, bereketler ,huzur dolu geçmesi, ve sabırla beklenmesi, inanarak tevekkül edilmesi dileğimle. .Tüm beklentiyle adak, dilek dileyenlere de hayırla vermesini, tüm dualarının kabul olması içinde Duacıyım.. Dağdaki Çobanın yaratanından Dünya üzerindeki tüm insanoğlunun istemiş olduğu Huzuru ,Barışı ,Sevgiyi Saygıyı ,tüm İSTEKLERİNİ, getirmesi içinde “YARATANIMDAN” duacıyım..

Toroslarda ki ,ve Toroslardan Akrabalara ve Dost Arkadaşlara...

Eş ve dostlarıma arkadaşlarıma, Kısaca tüm dünyadaki, tanrı misafirlere duacıyım. .Mutluluk ve başarılar...Yeni bir dünya...Dileğimle...Kalan suremiz belki son bayram ,belki an ,belki andan da yakın.. Bu gün olmasa da yakında hep oradayız...

Birilerin aklıyla eğer bu hayata yaşama tutunuyor el etek öpüyorsan

"Kendi aklın”

“Yaratana karşı sucu ne"

ZAMAN Her şeyi gösterir

Her şey başladığı, yerde biter ,bittiği yerde sancaklar başlar

Hz Ali a.s  Şöyle Buyurdu “Dünya kalmak yurdu değil geçiş yurdudur .Orada iki tip insan vardır. Biri özünü  (nefsi  isteklere )satarak kendisini satarak helak eder ,diğeri  de özünü  (Allah’a ) satarak kendini (azaptan) kurtarmış olur “

Bastona gelmiş ,nine torun olmuş ,emekli zamanı gelmiş, hala para ,para makam, makam düşündür ,sakken yöneten var verin destek yetiştirin yeni yöneticiler, vatanını bayrağını seven geçlere bırakın ,sizler gibi yetiştiriyorsunuz, bu, şu, işler olmadı koltuk makam sahibi olurum millete iki döner, bir pilav üstü şunu bunu yaparım der der der dursanız da ( Artık bu millet yemez ),bilin dış dünya seni bekler çaylak  hükümet bunlara işlerimizi yaptırırız hükümet olmaktan öte bir şeyler yapamazsınız gelin vaz geçin bu sevdalardan...

Bu milleti yormayı yordukça milleti sizlerden nefret ettiriyorsunuz gelin vatanı bayrağı

hepimizi düşünün inanın  dış dünya bu topraklardan hak ibda eder.. Onların 100 yıllık

mazileri senin 1000 asırlık topraklarına göz dikerler.. İçlerinizden kimisi şöyle der mesela Çoban olsun yeri zamanı gelmiştir artık sancak zamanı der noktalar 100 yıl öncekileri de alır...

Bakın beyler hanımlar dünya bakıdır yurtlar bazı zaman yer değiştirir.

Hz Ali   (a.s)  Buyurdu ki Zaman iki türlüdür. Bir gün lehine ,Bir gün de aleyhinedir .Dünya elden ele gezen bir yurttur .Her ne kadar zayıfta olsa ondan senin olanlar sonunda sana ulaşır her ne kadar güçlüde olsan zararına olan şeyleri  kendinden uzaklaştıramazsın...

 Devamı var ekleneçek 


DUYURU MODÜLÜ
ZİYARET İSTATİSLİĞİ
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam56
Toplam Ziyaret1301017
ALTIN GÜMÜŞ BAKIR DAN ŞAŞMA
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479